Saklambaçtan tetrise, tetristen bilgisayar oyunlarına kısa bir süre içinde büyük bir evrim geçiren oyun dünyası, şimdilerde yepyeni biçimde karşımıza çıkıyor: E-spor.
Tam ismiyle elektronik sporlar, birkaç düzine katılımcı ve seyircinin yer aldığı, ödülün genellikle birkaç pizza ve birkaç yüz dolardan oluştuğu ve meraklıların ev sahipliği yaptığı küçük turnuvalardan milyarlarca dolarlık bir endüstriye dönüştü.
Merakla beklenen e-spor etkinlikleri her yıl milyonlarca izleyici çekiyor, kapalı gişe stadyumlarda düzenleniyor ve devasa prodüksiyon ekipleri her şeyin yolunda gitmesini sağlıyor.
Bu büyümeye paralel olarak, e-spora akan para da hâliyle katlanarak artıyor ve dünyanın en iyi oyuncularından bazıları daha geleneksel sporlardaki oyunculara benzer rakamlar kazanabiliyor.
E-spor dünyasına ve son yıllardaki dikkat çekici büyümesini daha yakından incelemeye ne dersin?
🛤️ Oyun Oynamaktan Oyun İzlemeye Giden Yol
Video oyunlarındaki rekabet, esasen 1970’ler ve 1980’lerde video oyunlarının ilk çıktığı günlere kadar uzanıyor. Bilinen ilk e-spor etkinliği, 1980 yılında Atari’nin 10 binden fazla katılımcının yer aldığı Space Invaders Şampiyonası ile gerçekleşti.
Milenyumun başına kadar geçen yıllarda, oyun meraklıları video oyunlarını rekabetçi bir şekilde oynamaya devam ettiler ancak izleyici kitlesi veya önemli bir ticari ilgi söz konusu değildi.
Ancak bu durum 2000’li yılların başında yapılandırılmış formatlarda turnuvaların düzenlenmeye başlamasıyla değişmeye başladı. Rekabetçi bir ortamda başarılı olmak için özel olarak geliştirilen oyunlar, modern yayın platformlarının yükselişi, organize turnuvalar ve izleyicilerin ilgisi ile birleştiğinde büyüme ciddi bir şekilde başladı.
Bir bütün olarak oyun oynamanın popülaritesi gitgide artıyor ve dünyanın en iyi oyuncularının birbirleriyle rekabetini izlemeye olan ilgi daha önce düşünülemeyecek seviyelere ulaşıyor.
Amazon (AMZN) tarafından 2014 yılında satın alınan Twitch ve 2006 yılında Alphabet’in (GOOGL) satın aldığı YouTube gibi yayın platformlarının sunduğu artan erişim, bu büyümeye katkıda bulunan ana faktörlerden biri. Bu platformlar, e-sporu küresel bir kitle için erişilebilir hale getirerek niş bir hobiden ana akım eğlenceye geçişi başlattı diyebiliriz.
Bunun yanı sıra tabii ki erişilen etkinlik olan oyunlar da son yıllarda giderek çoğalmaya başladı çünkü oyun geliştiricileri, birçok farklı segmenti bir araya getiren e-spor’un aslında ana bileşeni.
Çinli Tencent’in (TCEHY) 2011 yılında satın aldığı Riot Games ve özel sektöre ait Valve gibi şirketlerin yanı sıra, geçtiğimiz yıl Microsoft’un (MSFT) bünyesine kattığı Activision-Blizzard, oyunlarını seyirlik sporlar olarak geliştirmek için büyük yatırımlar yaptı.
Video oyun geliştiricileri Take-Two Interactive (TTWO) ve Electronic Arts (EA) da çeşitli platformlarda oyunlar sunmanın yanı sıra dünya genelinde birçok izleyici kazanan oyunların sahibi. EA’in Apex Lengends’i dünyanın en popüler oyunlarından biri olarak gösterilirken, Take-Two’nun sahibi olduğu Rockstar Games, Grand Theft Auto gibi popüler oyunların arkasındaki ana isim.
Video oyun sektörünün önde gelen isimleriyle ilgili daha detaylı bir okuma için şu içeriğimize göz atabilirsin.
Bu yatırımlar arasında profesyonel liglerin oluşturulması, turnuva sponsorlukları ve geleneksel sporlara rakip ödül havuzları da yer alıyor. Riot Games’in ev sahipliğini yaptığı ve dünyanın en iyi takımlarının yıl boyunca birbirlerine karşı yarıştığı profesyonel League of Legends turnuvası bunun bir örneği.
En iyi sonuçları alan takımlar dünya şampiyonasına gidiyor ve burada kapalı gişe oynayan stadyumların önünde devasa ödül havuzlarıyla ve dev spor etkinliklerine benzeyen prodüksiyonlarla yarışıyor.
Bugün itibariyle e-spor; oyun geliştiricileri, oyuncular, takımlar, sponsorlar, reklamcılar ve medya platformlarını içeren karmaşık bir ekosisteme sahip milyarlarca dolarlık bir sektör haline geldi.
Sektörün gelir akışları medya hakları, reklamlar, sponsorluklar, ürün satışları ve canlı etkinlikler için bilet satışlarını kapsayacak şekilde çeşitlilik gösteriyor. Özellikle genç nüfustaki izleyici sayısı artmaya devam ettikçe, sponsorluk ve medya anlaşmaları da beraberinde büyüdü.
Bu aynı zamanda oyuncuları da etkileyen bir şey. Rekabetçi oyunlar eskiden meraklıların övünme hakları ve cep harçlığı için yarıştığı bir hobiyken, artık dünyanın en iyi oyuncuları yüksek maaşlar alıyor ve turnuvalarda büyük kazançlar elde edebiliyor.
Bu, en iyi oyuncuların Razer ve Logitech (LOGI) gibi donanım şirketleriyle imzalayabilecekleri sponsorluk anlaşmalarına ek olarak potansiyel geliri daha da artırıyor.
Dahası, Monster Beverage (MNST), Intel (INTC), Coca Cola (KO), Ally Financial (ALLY) gibi farklı sektörlerden farklı şirketler de sponsorluklar yoluyla sektörde kendilerine yer bulmuş.
Sektör bir bütün olarak büyüdükçe, haliyle etkinliklerde yarışan e-spor organizasyonları da gelişti. Bu organizasyonlardan bazıları halka arz için başvuruda bulundu ve bugün FaZe Clan (FAZE) ve Astralis gibi bazı örneklerle halka açık şirketler haline geldi.
Ancak günümüz etkinlerinde yarışanlar yalnızca özel e-spor organizasyonları değil; Paris Saint-Germain ve FC Bayern gibi büyük ve geleneksel spor takımları da çeşitli oyunlarda takımlara sahip.
🎮 Oyun Bitmedi, Bitmeyecek
Büyük oyun geliştiricilerinin katılımı, profesyonel liglerin ortaya çıkışı ve yayın platformlarının entegrasyonu, e-sporun ana akım bir fenomene dönüşmesinde çok önemli oldu.
Dahası, sektörün finansal refahı sadece oyun yayıncıları ve etkinlik organizatörleriyle sınırlı değil; artık profesyonel sporcular ve kendi başlarına etkili markalar olarak tanınan oyunculara ve takımlara kadar uzanıyor.
Bazıları için sektöre alışmak zor olsa da, e-sporun kalıcı (ve güçlü) bir sektör olduğu giderek daha iyi anlaşılıyor. Son on yılda sergilenen büyüme, genel halkın ilgisinin orada olduğunun ve yüksek seviyelerde kalmaya devam edeceğinin bir kanıtı.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Quartr
