Uzman Analizleri

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?
Google News Icon Takip Et

Dünyada ekonomik güç dengeleri yüzyıllar boyu değişmiştir. Üstelik adeta bir döngü içerisinde hareket eder. Yatırımı yakın tarihteki dinamikler üzerine kurgulamak yatırımcılar için bir güvenli alandır. Fakat değişim kaçınılmazdır ve böyle dönemlerde kutunun dışına çıkıp görüş açımızı genişletmek ve bakış açımızı da farklılaştırmamız gerekir. 

İşte böyle bir dönemin eşiğinde olabiliriz…

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Öncelikle bu dinamikleri ve tarihsel dönüşümleri anlamak için geçen yıl Ray Dalio’nun çıkardığı “The Changing World Order – Why nations succeed and fail” kitabını okumanızı öneririm. Yatırım alanında Çin’in neden önümüzdeki dönemde önemli olacağını kitaptan da bazı bölümlere değinerek sizlere açıklamaya çalışacağım.

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Yazının girişinde de dediğimiz gibi yüzyıllardır dünyadaki güç dengeleri yer değiştirmektedir. Çin’in ismini 1000-1600’lü yıllarda da fazlasıyla görüyoruz fakat sonrasında Batı’nın yükselişi, Hollanda’nın liderliği, sonrasında İngiltere ve en son ABD’yi görüyoruz. 

Tabii bizim görüş alanımız ABD ile sınırlı çünkü bize doğduğumuzdan beri anlatılan hikâye bunun üzerine kurulu. Bu güç, insanlarda öyle bir algı oluşturuyor ki sanki hiç değişmeyecekmiş ve her şey daima aynı kalacakmış gibi bir his. Bu hissi değiştirmek zor çünkü bu değişimler makro değişimlerdir ve bir çoğumuz hayatında ya bir kere görüyor ya da hiç görmüyor ve ömrümüz zaten yetmiyor. O yüzden fark edilmeleri de zordur.

Grafikte baktığınızda Çin’in ciddi bir ivmeyle ABD’ye yaklaştığını, ABD’nin tepe yaptığını ve aşağı ivmelendiğini görüyoruz. Burada elbette Ray Dalio’nun gücü tanımlamada kullandığı bileşenlerin (prensiplerin) olduğunu unutmayalım.

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Dünyada bu dönüşümlerin aniden ve birden bire yaşanmadığını bilmek gerekiyor ama gerçekleştiğinde de dünyada yeni düzenin kurulduğunu ve bu yeni düzenin de eski düzendeki yatırım, üretim, ekonomik güç, askeri güç, siyasi güç vb. birçok temel dengeyi değiştiriyor.

Bu dengelerin kolay değişmediğini ve içerisinde kaosu barındırdığını da bilmeliyiz.

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Gücü elinde bulunduran, o gücün varlığını bir kere hissettikten sonra bırakmamak için elinden geleni yapacaktır. Kimi zaman savaşlar kimi zaman iç karışıklıklar, ciddi ekonomik krizler, gelirin tekrar dağılımı yani bir çok şeyi bu dönemlerde bekleyebiliriz.

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Yukarıdaki tabloda da bu dönemleri tanımlayabilmeniz için belli işaretler verilmiş. Her yeni dünya düzeni kurulduğunda güce sahip olan ülke ya da ülkeler önce bir yükseliş dönemi, sonra tepe ve en sonda da düşüş dönemine geçer. Düşüş dönemi tamamlandığında ise gücün devir teslim zamanı gelmiştir.

Yükselişte güçlü liderlik, eğitim, güçlü bir kültür ihracatı, kaynakların doğru dağıtımı, yüksek gelir, güçlü piyasalar ve finansal merkezler vardır. Tepe döneminde daha düşük bir üretkenlik, gelir dağılımı eşitsizliği, kaybolan rekabet gücü gibi dinamikler görüyoruz. Düşüş dönemine geldiğimizde ise birikmiş bir borç, para basma, iç karışıklıklar, rezerv paranın gücünü kaybetmesi, zayıf liderlik ve iç savaş/devrim gibi gelişmeler karşımıza çıkabilir.

Şu anda içinde bulunduğumuz dönemde ABD ve Avrupa özelinde bu düşüş dönemi işaretlerini görebildiğimizi söylersek yanlış olmaz. Elbette dediğim gibi bu dönüşümler bir günde gerçekleşmeyecek ve zaman alacaktır, belki bizler göremeyiz ama göreceli olarak yakın olduğumuzu söyleyebiliriz.

İşte yatırım alanında da Çin bu dinamikler düşünüldüğünde, ekonominin gidişatını etkileyebilecek bir ülke olduğu için oldukça dikkatli takip edilmelidir.

Covid, Çin ile başladı ve hayatımıza girdi fakat özellikle Batı ekonomilerini çok ciddi bir enflasyonla karşı karşıya bırakan sonuçları oldu. Zaten yıllardır para basarak, genişleyen ekonomi politikası ile ilerleyen, üretim yerine tüketimin merkezi haline gelen Batı, 2020’den bu yana ciddi bir sistemik riskle karşı karşıya kaldı.

Çin son 20-30 yıllık süreçte bir üretim merkezi haline geldi. Ucuz üretimin ve teknik bilginin hızla ilerlediği ve hatta üretim odaklı bakıldığında tekel haline gelen bir merkez yaratıldı. Örneğin ABD eğer bir köprü bile yapacaksa bu köprüyü Çin’de yaptırıp, monte edilecek şekilde ABD’ye getirilmesini, Çinli şirketler tarafından kurulumunun sağlanmasını bile isteyecek duruma geldi.

Şimdi siz böylesine tekel fabrika haline gelen bir güç yarattığınızda, orada bir olay yaşandığında, bir politika değişimi yaşandığında, salgın hastalık, savaş, iç savaş vb. durum olduğunda direkt etkilenir duruma geliyorsunuz. O yüzden bu açılardan bakıldığında Çin’in ekonomi ve finans piyasalarındaki gücü yadsınamaz.

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Peki, kısa ve orta vadeli baktığımızda, yatırımcılar açısından Çin’den gelecek haber ya da değişimler neler olabilir ve piyasaları nasıl etkileyebilir?

Öncelikle “Zero Covid Policy”, yani Sıfır Covid Stratejisi Çin’in 2 yıldır neredeyse en önemli merkezlerinde normal yaşamı kısıtlar duruma geldi. Tedarik zincirleri sekteye uğradı, Çinli vatandaşlar baskı altında evlere hapsedilmiş durumda ve devlet kontrolü hat safhada. Yakın zamanda bu stratejide bir geri dönüş bekleniyor. Yani “pivot”. Herkesin FED’den beklediği pivota 1 numara dersek, 2 numaralı pivotun da Çin tarafında olduğunu söyleyebiliriz.

Buradaki açılım, yani fabrikaların normal düzende işlemeye başlaması ve hayatın normale dönmesi, piyasalar için kısa vadede önemli. Piyasalar bunu olumlu karşılayacaktır ve açıkçası bunu da fiyatlamaya başladılar dersek yanlış olmaz. Bu strateji değişiminin tedarik zincirlerinde önemli bir katkısı olacağı düşünülüyor.

Fakat piyasaların ve yatırımcıların da atladığı bir şey var: Uzun süredir kapalı olan bir ekonomiden bahsediyoruz. Batı merkezli ülkelerde Covid sonrası açılımlar başlayınca enflasyonun geldiği seviyeleri gördük. Yani strateji değişimi aslında Çin’de önce iç pazarı etkileyecek ve iç pazarda bir enflasyon artışı bekleyeceğiz.

Peki, eğer iç pazarda bir enflasyon ve yüksek harcama görürsek ve bu, dünyanın üretim merkezi olarak görülen Çin’den dünyaya ihraç olmaya başlarsa ne olur? Tabii ki Batı’da enflasyona dair tüm dengeler bozulur. Dolayısıyla dünyada Çin’den gelen bir enflasyon ihracı görebiliriz. Bu da özellikle Batı’daki merkez bankalarının, hükümetlerin elini oldukça zora sokacaktır.

Şu anda 2 güç olarak genellersek; ABD ekonomiyi ve vatandaşların harcamalarını daha demokratik yollarla ve iletişimle, demokratik araçlarla kontrol altına almaya çalışıyor. Yani yıllardır bildiğimiz ama uzun süredir uygulanmayan yöntemler olduğunu söyleyebiliriz. Faiz artışları, para basmanın durdurulması, finansal daralma dönemi…

Çin ise arz-talep dengesini daha demokratik olmayan, devlet kontrolünün yüksek seviyede olduğu “korku” vasıtasıyla yapmaya çalışıyor. Çin ekonomisinin Covid’den etkilenmediğini söyleyemeyiz. Her ülke gibi onlar da etkilendi fakat Covid’i devlet kontrolünü güçlendirmek için kullandılar.

Bütün bu gelişmelerin nerelere evrilebileceğini 2023 yılında daha net görmeye başlayacağız diye düşünüyorum. Fakat önümüzdeki dönemde artık ABD merkezli düşünmek yerine çok kutuplu bir dünya düzeniyle karşılaşırsak şaşırmamalıyız. Hatta bu düzende Rusya, Avrupa gibi bölgelerin de hangi tarafta ve ne şekilde varlığını sürdürecekleri oldukça önemli.

-Kripto Mevsimi

Yeni Dünya Düzeninde Yatırımcıları Neler Bekliyor?

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı