Yapay zekâ; bilançolarda, haberlerde ve internetteki çeşitli platformlarda giderek daha fazla tartışılan bir konu haline geldi.
Bu yeni teknolojinin büyüme potansiyeli, özellikle Nvidia (NVDA) gibi yapay zekâ modellerini çalıştırmak için kritik öneme sahip özel çipler üreten şirketler öncülüğünde hisseleri yeni zirvelere taşıyor.
Yatırımcıların aklındaki asıl soru: Yapay zekâya yatırım treni kaçtı mı? Kaçmadıysa, yapay zekâya nasıl yatırım yapabilirim?
Analistlere göre eğer Nvidia (NVDA), yapay zekâya yatırım yapmanın ilk basamağını temsil ediyorsa, sonraki basamaklar da yapay zekâyla ilgili altyapıyı inşa eden diğer şirketler hakkında olacak.
Sonraki basamaklar şirketlerin ürünlerine yapay zekâyı entegre ederek gelirlerini artırması ile ilgili olurken en son basamak da şirketlerin verimlilik kazanımı için yapay zekâyı nasıl kullandıkları olacak.
Peki, Yapay Zekâ Bir Balon mu?
Şu ana kadar, yatırımcıların yapay zekâya dair iyimserliği 2000 ve 2021’deki zirveler kadar yüksek değil.
Yatırımcıların beklediği uzun vadede ortalama kâr büyümesi yıllık 11% seviyesine çıktı. Bu oran, uzun dönem ortalaması olan 9%’un üstünde olsa da 2000 yılındaki teknoloji balonu dönemindeki 16% zirvesinin ve 2021’deki Covid-19 sonrası rallideki 13% oranının altında bulunuyor.
Yatırımcıların iyimserliğini ölçmek için analistlerin büyüme tahminleri de incelenebilir. En büyük 10 teknoloji şirketi için konsensüs büyüme tahminleri 11% kâr büyümesi sağlaması beklenen S&P 500’e göre 15% ile iyimser. Ancak, teknoloji balonu döneminde görülenlerin 24% büyüme tahminlerinin hâlâ altında bulunuyor. Ortalama 10 büyük teknoloji şirketinin, analistlerin konsensüs tahminlerine göre üç yıl içinde hisse başına 15% kâr büyümesi sağlaması bekleniyor.
Ayrıca; bu teknoloji hisselerinin mevcut değerlemeleri, önceki dönemlere göre o kadar da gerilmiş görünmüyor. En büyük 10 şirket 28 F/K oranı ile işlem görüyor. Bu, 2000’lerdeki teknoloji balonu dönemindeki 52 F/K ve 2021 sonlarında ulaşılan 43 F/K ile karşılaştırıldığında daha düşük kalıyor.
Yapay Zekâ Yatırımlarının Hisse Piyasasındaki Geleceği Nasıl Olacak?
Yapay zekâ yatırımı denildiğinde akıllara gelen ilk isim Nvidia (NVDA), 2023 başından bu yana yatırımcısına 500%’den fazla getiri sağladı. Dikkat çekici olan ise şirketin bu getirilerin tamamını kâr büyümesiyle sağlamış olması. Çünkü Nvidia’nın F/K oranı 2023 başına göre neredeyse değişmedi.
Nvidia’ya ek olarak, yapay zekâ ile ilgili altyapı inşasından faydalanabilecek şirketler arasında yarı iletken tasarımcıları ve üreticileri, bulut sağlayıcıları, bilgisayar ve ağ ekipmanı üreticileri, veri merkezi şirketleri, kamu hizmetleri ve güvenlik yazılımı sağlayıcıları da gösterilebilir.
Yarı İletken Tasarlayan ve Üreten Şirketler
- AMD – Advanced Micro Devices
- INTC – Intel
- QCOM – Qualcomm
- TXN – Texas Instruments
- AVGO – Broadcom
- MU – Micron Technology
- ADI – Analog Devices
Bulut Sağlayıcı Şirketler
- AMZN – Amazon
- MSFT – Microsoft
- GOOGL – Alphabet
- IBM – International Business Machines
- ORCL – Oracle
- CRM – Salesforce
- SAP – SAP SE
- ADBE – Adobe
Bilgisayar ve Ağ Ekipmanları Üreten Şirketler
- CSCO – Cisco Systems
- ANET – Arista Networks
- FFIV – F5 Networks
- NTAP – NetApp
- DELL – Dell Technologies
- HPQ – HP
- HPE – Hewlett Packard Enterprise
Veri Merkezi Şirketleri
- EQIX – Equinix
- DLR – Digital Realty
- CONE – CyrusOne
Siber Güvenlik Şirketleri
- PANW – Palo Alto Networks
- FTNT – Fortinet
- CHKP – Check Point Software Technologies
- CRWD – CrowdStrike
- OKTA – Okta
- ZS – Zscaler
- NET – Cloudflare
Bu şirketlerin hisse performanslarının ise değişkenlik gösterdiği söylenebilir. Örneğin, çip şirketleri ile siber güvenlik şirketleri önemli getiriler sağlasa da veri merkezleri dolayısıyla artan elektrik talebinden fayda sağlaması beklenen kamu hizmetleri hisseleri neredeyse hiç hareketlenmedi.
Kamu Hizmetleri Şirketleri
- NEE – NextEra Energy
- DUK – Duke Energy
- SO – Southern Company
- AEP – American Electric Power
- SRE – Sempra Energy
- XEL – Xcel Energy
- D – Dominion Energy
Öte yandan yapay zekâyı ürünlerine entegre edebilen yazılım ve bilişim gibi sektörlerdeki şirketler, yapay zekâdan fazlasıyla yararlanabilirken geriye kalan şirketler de bilanço sonrası yaptıkları açıklamalarda yapay zekâyı nasıl kullanabileceklerini yatırımcılara açıklamaya başladı.
FactSet’in verilerine göre bilanço sonrası yapılan açıklamalarda yapay zekâdan bahseden şirket sayısı bu çeyrekte rekor kırdı.
Buna göre 15 Mart ile 23 Mayıs arasında bilanço sonrası açıklamalar incelendiğinde S&P 500 şirketlerinin 199’unun “yapay zekâ” ifadesini kullandığı göz çarpıyor. Bu sayının son 5 yıl ortalaması olan 80’in ve son 10 yılın ortalaması olan 50’nin çok üstünde bulunduğu belirtilebilir.
Bu 199 şirket incelendiğinde ise yapay zekâ ifadesini en çok kullanan şirketlerin ise Meta Platforms (META), Nvidia (NVDA) ve Microsoft (MSFT) olduğu belirtilebilir.
Son olarak, tüm bu yapay zekâ ürünlerini kullanarak verimlilik sağlayabilen şirketlerin de öne çıkması beklenebilir.
Özellikle yazılım ve hizmet sektörlerindeki yüksek işgücü maliyetlerinin yapay zekâ entegrasyonu ile optimize edilmesi şirket marjlarını destekleyebilir.
Bilanço sonrası açıklamalarında yapay zeka ile verimliliğini artırabildiğini ifade eden şirketlere bakıldığında da bu şirketlerin 30%’unun teknoloji yazılım ve hizmet sektörlerindeki şirketler olduğu dikkat çekiyor.
Bu da yapay zekânın üretkenliği artırmadaki önemini, gelecek potansiyelini ve şirket yönetimlerinin bu potansiyeli benimsene konusunda istekli olduğuna işaret ediyor.
Baktığımızda; günümüzde yapay zekâ iyimserliğini Nvidia (NVDA) kadar yansıtan pek şirket yok. Ancak, yapay zekânın gelecekte benimsenme hızı arttıkça bu alana yapılan harcamaların da artması beklenebilir.
Özellikle Nvidia (NVDA) gibi yarı iletken şirketlerinin üretimlerini bu alana kaydırmasıyla Nvidia’nın domine ettiği pazardan pay alması ve yapay zekâ rallisinden faydalanması beklenebilir. Bu da endekste yaşanan yapay zekâ rallisinde yeni bir dönemi başlatabilir.
Hatırlatmak gerekirse; Nvidia, pazar payını kuvvetlendirmek ve müşteri taleplerine cevap verebilmek adına bu yıl H200 ve Blackwell çiplerinin lansmanını gerçekleştirmişti.
Nvidia’nın son bilançosu incelendiğinde gelirlerin büyük çoğunluğunun H100 çiplerinden sağlandığı ve bu yıl içerisinde H200 ve Blackwell çiplerinin de gelire katkıda bulunmasının beklendiği dikkat çekiyor.
Buna göre Nvidia, H200 çiplerini yılın ikinci yarısında ve Blackwell çiplerini de yılın sonunda sevkiyata başlayacağını öngörüyor. Blackwell mimarisinin H100 çiplerine göre 4 kata kadar daha hızlı eğitim sunabildiği düşünüldüğünde, yapay zekâ parametrelerindeki büyüme yapay zekâ pazarındaki 250%’lik bir potansiyele işaret ediyor. Bu da şirketin veri merkezi gelirlerinde destekleyici etkiye sahip olabilir.
I/O Fund’ın araştırmasına göre geçen yıl 64 milyar dolar olan üretken yapay zekâ harcamalarının bu yıl 100% artışla 128 milyar dolara, 2032 yılına kadar ise 1,4 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.
Yani, bu tablo bizlere gösteriyor ki yapay zekâ rallisinin henüz başlarındayız.
Yapay Zekâ Sadece Şirketlerin Değil, Ülkelerin de Büyümesini Destekleyebilir
Goldman Sachs, yapay zekânın önümüzdeki on yıl içinde ülkelerin GSYH ve işgücü üretkenliğine önemli katkılar sunabileceğini öngörüyor. Ancak bu teknolojinin ekonomi genelinde etkili olması zaman alacağı da belirtiliyor. Goldman Sachs, yapay zekânın GSYH üzerindeki etkilerinin en erken 2027’de görüleceğini söylüyor.
Analistler, yapay zekânın iş süreçlerine daha geniş çapta entegre edilmesi gerçekleşmedikçe, büyük ölçekli üretkenlik artışları beklemese de yapay zekânın erken dönem üretkenlik kazanımlarına ilişkin verilerin umut verici göründüğünü ifade ediyor.
Yapay zekâya yatırımların artmasına rağmen yapay zekânın benimsenmesi beklenenden yavaş ilerliyor. Bu yavaş ilerlemenin nedeni olarak güçlü model geliştirme ve bu modelleri işleyebilecek ağ kapasitelerinin henüz yeterince gelişmemiş olması gösterilebilir.
Şu anda şirketlerin sadece yaklaşık 5%’i yapay zekâ teknolojisini düzenli üretim süreçlerinde kullanıyor. Bu şirketler genellikle yapay zekâyı pazarlama, otomasyon, müşteri hizmetleri robotları, konuşmadan yazıya dönüştürme ve veri analizi gibi alanlarda aktif olarak kullanıyor.
Yapay zekânın işgücü üzerindeki etkisi şu ana kadar sınırlı kalmış olsa da iş ilanlarında yapay zekâ becerilerine yönelik talepte belirgin bir artış gözlemleniyor. Bu durum, yapay zekânın iş piyasasında olumlu bir etkiye sahip olduğuna işaret ediyor.
Goldman Sachs, yapay zekânın uzun vadede büyük iş kayıplarına yol açmayacağını, aksine yapay zekâ ile ilişkili sektörlerde yeni iş fırsatları yaratacağını öngörüyor.
Yapay Zekâ Enerji Talebini Artırıyor
Yapay zekâ teknolojilerinin artan kullanımının 2030 yılına kadar veri merkezlerinin enerji talebini 160% oranında artıracağı tahmin ediliyor. Örnek vermek gerekirse, ChatGPT’ye bir soru sormak, Google’da bir arama yapmaktan yaklaşık on kat daha fazla elektrik tüketiyor. Bunun da elbette ABD, Avrupa ve dünya genelinde enerji tüketiminde önemli değişikliklere yol açması beklenir.
Son yıllarda, veri merkezlerinin enerji ihtiyacı sabit seyrederken, yapay zekânın yükselişi ile birlikte bu durum değişmeye başladı. Goldman Sachs’a göre, veri merkezleri şu anda dünya genelinde toplam enerjinin 1-2%’sini tüketiyor ve bu oranın 2030 yılına kadar 3-4%’e çıkması bekleniyor.
ABD ve Avrupa’daki bu enerji talebi artışı, nesiller boyu görülmemiş bir elektrik tüketim artışını tetikleyebilir. Bu süreçte, veri merkezlerinin karbondioksit emisyonları da 2022 ile 2030 yılları arasında iki katına çıkabilir.
2020 yılından beri, veri merkezlerindeki enerji verimliliği kazanımları azalırken enerji tüketiminin arttığı izleniyor. Yapay zekâ, hesaplama hızını artırırken enerji kullanımını orantılı olarak artırmayacak olsa da yapay zekânın benimsenmesiyle geniş çapta kullanımı enerji tüketimini artırabilir.
Goldman Sachs, veri merkezlerinin enerji tüketiminin 2023 ile 2030 yılları arasında yılda 200 terawatt/saat artacağını tahmin ediyor. 2028 yılında ise yapay zekânın veri merkezlerinin enerji talebinin yaklaşık 19%’unu oluşturması bekleniyor.
Yani, 2022 ile 2030 yılları arasında, enerji talebinin yaklaşık 2,4% artması ve bu artışın yaklaşık 0,9%’unun doğrudan veri merkezlerinden kaynaklanması öngörülüyor.
Avrupa’da ise, son 15 yılda enerji talebi, finansal krizler, Covid-19 ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle büyük darbe aldı. Ancak, veri merkezlerinin yaygınlaşması ve elektrifikasyonun hızlanmasıyla Avrupa’nın da 2023 ile 2033 yılları arasında güç talebi 40-50% oranında artabilir.
👉 Günümüzde dünya genelindeki veri merkezlerinin yaklaşık 15%’i Avrupa’da bulunurken 2030 yılına gelindiğinde, bu veri merkezlerinin enerji ihtiyacı, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda’nın toplam enerji tüketimine eşit olacak.
Dolayısıyla, Avrupa’nın eski güç şebekesini modernize etmek için önemli yatırımlar gerekecek. Analistler, önümüzdeki on yılda enerji iletimi ve dağıtımı için yaklaşık 800 milyar avro ve güneş, karasal rüzgar ve deniz üstü rüzgar enerjisi için de yaklaşık 850 milyar avroluk yatırım yapılmasını bekliyorlar.
Kripto Paralar Yapay Zekâ Trendinden Pay Alabilir mi?
Yapay zekâya yatırım trendini yakalamak sadece hisse piyasalarında değil, kripto para piyasalarında da mümkün. Analistler, yapay zekâ ve blokzincir teknolojilerinin entegre olması durumunda kripto paralar için önemli fırsatlara işaret ediyor.
Peki, blok zincirin yapay zekâ ile nasıl bir bağlantısı olabilir?
Yapay zekâ; karar verme, desen tanıma ve deneyimlerden öğrenme gibi insan beyni gerektiren işlemleri yapabilir. Ancak bunu yaparken tonlarca veriye ihtiyaç duyar. Blok zincir teknolojisi ise bu verileri merkezi bir otorite olmaksızın, merkezi olmayan bilgisayar ağları üzerinde yönetmek için bir yol sunabilir.
Günümüzde yapay zekâ çoğunlukla Amazon Web Services veya Google Cloud gibi merkezi sunucular üzerinde çalışır ve yapay zekânın veri isteklerini hızlı ve kolay bir şekilde yönetmeyi sağlar. Blok zincir teknolojisi ise hız ve kullanılabilirlik açısından geride kalsa da merkezi olmayan yapıları nedeniyle gizlilik konusunda çok daha iyidir.
Cathie Wood’un Ark Invest şirketinin Big Ideas 2024 raporuna göre, bu on yılı tanımlayacak dikkat çekici teknolojiler arasında blok zincir ve yapay zekâ entegrasyonu yer alıyor. ChatGPT’e göre, yapay zekânın gelecekte hem merkezi sunucular hem de merkezi olmayan blok zincirler üzerinde çalışması yüksek olasılıklı.
Blok zincir ve yapay zekâ entegrasyonundan fayda sağlaması beklenen kripto paralar şu şekilde sıralanabilir:
- SOL – Solana
- NEAR – NEAR Protocol
- RNDR – Render
- LINK – Chainlink
CoinGecko’nun yakın tarihli bir araştırmasına göre, Solana saniye başına işlem (TPS) açısından dünyanın en hızlı blockchain’i. Yapay zekânın blok zincir ile entegrasyonunun veri isteklerini ve uygulamalarını desteklemesi durumunda bu hız işe yarayabilir. Ayrıca, Solana’nın Firedancer projesi saniyede 1 milyon işlemi hedefleyen ölçeklenebilirlikte devrim yaratmaya hazırlanıyor.
NEAR ise Solana kadar hızlı olmasa da blok zincirinde yapay zekâ projeleri oluşturmak isteyen geliştiriciler için hayatı kolaylaştırıyor. Proje, 2017 yılında yapay zekâya odaklanarak başladı ve şimdi günde beş milyondan fazla blockchain işlemini gerçekleştiriyor.
Render’ın Nvidia’nın ürettiği yapay zekâ çiplerinin yükünü hafifletmek için birlikte çalışan merkezi olmayan bir GPU ağı olduğu düşünüldüğünde yapay zekâ talebinden etkilenmesi beklenebilir. Son olarak da Chainlink, blok zincirlere doğru ve güvenilir veriler getirebilme özelliği sayesinde yapay zekânın kaliteli veri ihtiyacından fayda sağlayabilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Goldman Sachs1, 2, 3, Finimize, Bloomberg, FactSet, ARK Invest, SeekingAlpha