Uzman Analizleri

Uzun Vadeli Yatırımda Psikolojinin Önemi 3. Bölüm

Uzun Vadeli Yatırımda Psikolojinin Önemi 3. Bölüm
Google News Icon Takip Et

Bu hafta uzun vadeli bir yatırımcı olarak borsada psikolojinin önemini vurguladığım yazılardan üçüncüsünü paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz iki yazıda piyasanın döngülerden ibaret olduğundan ve işlem yaparken duygusal olmak yerine rasyonel hareket etmek gerektiğinden bahsettik. Ayrıca portföy dönüşüm oranının mümkün olduğunca düşük tutulmasının önemini, kâr oranı ve düşük maliyet yanılgısını irdeledik. Aracı kurum ve analist raporlarının yeterli görülmeyerek kendi analizinizi yapmanın gerekliliğine de vurgu yaptık. Bu yazıda kendi piyasa tecrübelerimden hareketle tavsiyelere devam etmek istiyorum. Öyleyse başlayalım.

  • Eğer borsa tecrübeniz düşükse kredili işlemlerden uzak durun.

Bundan 1.5 yıl önce 2 milyonun altında olan hisse senedi yatırımcı sayısı şu anda 8 milyonu geçmiş durumda. Bu, piyasamızın derinleşmesine katkıda bulunması nedeniyle oldukça önemli fakat şu uyarıyı yapmam gerekiyor: Bu yeni gelen yatırımcıların birçoğu nispeten yükselen bir piyasaya katıldılar ve tecrübeleri yeterli değil. Boğa piyasalarında insan doğası gereği alım iştahı arttığı için kredili ve kaldıraçlı işlemlerin hacmi yükseliyor. Tecrübeli ve riski iyi yöneten yatırımcılar için ufak düşüşler ve düzeltmeler stratejilerini bozmasa da tecrübesiz ve duygularıyla işlem yapanlar için 10%’luk bir düşüş bile felaket olabilir. Bu nedenle uzun vadeli yatırımcı olarak vadeli ve kaldıraçlı piyasalarda işlem yapılmasını yeterince bilgi ve tecrübe sahibi olana kadar önermiyorum.

  • Fiziksel varlıklarınızı satarak borsaya giriş yapmayın! Eğer yapıyorsanız mutlaka kademeli alımlar yapın.

Çevremde pek çok kişinin evini ya da arabasını satarak hisse senedi yatırımına başladığını duyuyorum. Bu, yatırımlık bir ev ya da ikinci bir araç bile olsa dikkatle atılması gereken bir adım. Pek çok diğer piyasanın aksine hisse senetlerinin her gün her an fiyatlarını kontrol edebilirsiniz. Bu likidite açısından iyi olmakla birlikte yine yukarıda bahsettiğim tecrübesiz duygusal yatırımcı için zaman zaman moral bozucu olabilmektedir. Örneğin yatırımlık bir eviniz veya arsanız varsa bunun her gün değerini bilmek istemezsiniz/size teklif edilmez. Bu nedenle bu tip enstrümanlarda uzun vadeli yatırım yapmak hisse senetlerine göre çok daha kolaydır. Fakat günümüzde yatırım portföyünüze cep telefonu uygulamanızdan bile erişip anlık alım satım yapabildiğiniz için anlık fiyat hareketleri sizi uç duygulara sürükleyebilmektedir.

Eğer hisse senedi yatırımı yapmak istiyorsanız ve fiziksel bir varlık satıp bunu gerçekleştirecekseniz mutlaka paranızı en az 3 eşit parçaya bölün. Alımlarınızı zamana yayarak yapın ve belirlediğiniz hisselerde alım noktaları belirleyin. Bu noktaları sonradan değiştirmeyin ve stratejinize sadık kalın. Eğer tüm alımlarınızı tamamladıysanız artık ekranı kapatın ve günlük hayatınızla ilgilenin. Borsada kayıpların büyük bölümü duygusal ve fevri alım satımlardan kaynaklanmaktadır.

  • Temettü verimine aşırı önem vererek değer tuzağına (value trap) düşmeyin.

Bu, hisse senedi yatırımına başladığım ilk zamanlarda benim de düştüğüm bir hataydı. Çevremde uzun vadeli temettü yatırımına başlayıp aynı hatayı yapanları gördüğüm için bu maddeyi de eklemek istedim. Özellikle yaşı 30’un altında olan ve önlerinde uzun yıllar bulunan yatırımcıların yüksek temettü veren dev sanayi şirketleri yerine hem yatırım yapıp kapasitesini artıran hem de düzenli temettü geleneği bulunan şirketlere yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum. Bu sayede hem yıldan yıla artan oranda temettü gelirleri olur hem de sermayelerini makul oranda büyütmüş olurlar.

Ayrıca yine genç yatırımcıların portföylerinde düşük piyasa değerine sahip (small-cap) ve hızlı büyüyen şirketlerin de küçük oranda bulundurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bu şirketlerden bazıları başarısız olup batabileceği gibi bazılarının da 10 hatta 50-100 kat yükselerek portföyünüzü yukarıya taşıma ve finansal özgürlüğünüzü öne çekme potansiyelleri bulunmaktadır. Peter Lynch’in zaman zaman portföyünde 1000’den fazla hisse senedi bulundurduğunu biliyoruz. Bu şirketlerden pek çoğu 100 kat yükselerek kendisini tüm zamanların en yüksek getirisine sahip fon yöneticilerinden birisi yapmıştır.

Sonuç

Bu yazıda uzun vadeli yatırımda psikolojinin önemi konusunda örnekler vererek tavsiyelerde bulunmaya devam ettik. Borsada psikolojinin önemi, düşüş dönemlerinde ve ayı piyasasında daha büyük önem kazanmaktadır. Ülkemizde 85 milyon nüfusa karşın borsada hisse senedi hesabı olan yatırımcı sayısı yalnızca 8 milyondur. Özellikle Borsa İstanbul gibi görece genç ve potansiyel vadeden bir piyasada psikolojinizi sağlam tutmak ve aklınızla işlem yapmak sizi otomatik olarak pek çok yatırımcının önüne geçirecektir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Bay Tutumlu

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı