Bir zamanların korkulu rüyası yapay zekâ, günlük hayatımızdan iş dünyasına gezegeni çevreleyen ne var ne yoksa her şeyi dönüştürecek çığır açıcı bir teknoloji olarak artık kalıcı bir yer edindi.
Bu yıl ağırlıklı olarak OpenAI’ın sohbet robotu ChatGPT ile ünlenen üretici yapay zekâ (GenAI) kavramı ise, çeşitli sektörlerdeki kullanım alanlarıyla teknolojinin en yeni favorisi unvanına erişti.
Kökleri makine öğrenimine dayanan GenAI’ın ilk örneklerinden biri, girdiye dayalı olarak yeni veri dizileri oluşturmak için kullanılabilecek istatistiksel bir model olan Markov Zinciriydi.
GenAI’a yönelik önde gelen ilk atılımlar arasında; 2016 yılında DeepMind’ın ses çıktıları için üretici modeller üzerine çalışan WaveNet’i, Nvidia’nın (NVDA) yüksek çözünürlüklü, gerçekçi görseller üreten Progressive GAN’ı, OpenAI’ın sohbet robotu GPT-2 ve 3’ü, sonrasında şirketin DALL-E platformu ve şimdilerde GPT-4 gibi yenilikler yer alıyor.
Artık günümüzde ChatGPT’nin yaygın kullanımı ve çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin yazılım sistemlerine, seri üretim mekanizmalarına ve hatta iş akışlarına dahil ettiği GenAI görünüşe göre yıkıcı olduğu kadar kalıcı bir gelişme olacak.
💸 “Küresel Ekonomiye 7 Trilyon Dolar Katkı Sağlayabilir”
Üretici yapay zekâ için çığır açıcı diyebileceğimiz bir yılın ardından, yatırımcılar yeni derin öğrenme araç ve tekniklerinin daha fazla sektöre yayıldığına dair işaretler arıyor.
Goldman Sachs Asset Management’a göre GenAI’ın, coşku aşamasından uygulama aşamasına geçişinin 2024’te de devam etmesi, nihayetinde küresel verimliliği artırmaya yardımcı olması ve bazı ülkelerdeki olumsuz demografik yapıdan kaynaklanan zorlukların giderilmesine potansiyel olarak desteklemesi bekleniyor.
Öyle ki, Goldman Sachs doğal dil işleme alanındaki atılımları kullanan araçların topluma ve sektörlere yayılmasının, küresel GSYH’de 7%’lik (veya yaklaşık 7 trilyon dolarlık) bir artışa yol açabileceğine; 10 yıllık bir dönemde verimlilik artışını da 1,5% artırabileceğine inanıyor.
Goldman Sachs ekonomistleri Joseph Briggs ve Decesh Kodnani, “Üretici yapay zekânın potansiyeline ilişkin belirsizliklere rağmen, insanlar tarafından yaratılan çıktılardan ayırt edilemeyen içerikler ve insanlar ile makineler arasındaki iletişim engellerini ortadan kaldırma becerisi, potansiyel olarak büyük makro ekonomik etkilere sahip önemli bir ilerlemeyi yansıtıyor.” ifadelerini kullanıyor.
👀 GenAI Hangi Sektörler İçin Yatırım Fırsatları Sunuyor?
ℹ️ Yarı İletkenler
Goldman Sachs Asset Management, yarı iletken üreticilerinin ve esasen tüm yapay zekâ sistemlerinin altında yatan donanımlar olan çip üretimi için ekipman üreten şirketlerin 2024’te odak noktasında olacağını düşünüyor.
Yarı iletkenleri üretmek için kullanılan gelişmiş ekipmanlara yapılan sermaye harcamaları hızla artıyor. Bu durum, hem yeni çip tasarımları gerektiren yapay zekâ alanındaki gelişmelerden, hem de gelişmiş ülkelerin tedarik zincirlerinin dayanıklılığına yardımcı olmak için yarı iletken üretimini yeniden konumlandırmalarından kaynaklanıyor.
Ki bunun örneğini, Nvidia, Advanced Micro Devices (AMD), Arm Holdings (ARM) Marvell Technology (MRVL), Taiwan Semiconductor (TSM), Qualcomm (QCOM) ve hatta geçtiğimiz günlerde kendi yarı iletkenlerini tanıtan Microsoft (MSFT) gibi yarı iletken şirketlerinin bu yılki endeks lideri performanslarıyla görebiliyoruz.
Öte yandan son yapay zekâ gelişmeleri ve bulut bilişimin giderek daha fazla benimsenmesi, giderek daha gelişmiş veri merkezlerine olan talebi artırıyor. Yazılım tarafında, dijitalleşmeye yönelik kurumsal harcamalar artmaya devam ediyor.
Yarı iletkenler için yazılımlar ve ekipmanlar üreten ASML Holdings (ASML), Arista Networks (ANET), Amazon’un (AMZN) Amazon Web Services’ı, Meta Platforms (META), Alphabet’in (GOOGL) Google’ı, Sap (SAP) ve IBM (IBM) gibi şirketler ve hizmetler bu noktada öne çıkıyor.
🧑💻 Siber Güvenlik
Siber güvenlik şirketleri de potansiyel tehditlerin belirlenmesini ve güvenlik olaylarına gerçek zamanlı müdahaleyi otomatikleştirmek için yapay zekâ tekniklerini benimsiyor. Goldman Sachs Asset Management, “Dijital saldırılar giderek daha sofistike, sık ve zarar verici hale geliyor.” diyor.
Yapay zekâyı siber güvenlik faaliyetlerinde kullanarak ismini duyuran şirketler arasında ise Crowdstrike (CRWD), Palo Alto Networks (PANW), Zscaler (ZS), Okta (OKTA), CyberArk Software (CYBR) gibi isimler öne çıkıyor.
❤️🩹 Sağlık Hizmetleri
Yapay zekânın karmaşık biyolojik verileri anlamlı içgörülere dönüştürme potansiyeli göz önüne alındığında sağlık hizmetleri; ilaç geliştirme, tıbbi teknoloji ve dijital sağlık faaliyetleri için potansiyel etkileri olan izlenmesi gereken bir sektör.
Yapay zekâ algoritmaları gerçek kalp krizlerini yanlış alarmlardan şaşırtıcı bir doğrulukla ayırt edebiliyor. Diz prosedürleri için yapay zekâ destekli akıllı bir implant, hastaların ameliyat sonrası hareketlerini tespit ederek sağlık personeline gerçek zamanlı iyileşme içgörüleri sunabilir.
Goldman Sachs Asset Management, “Hassas tıp, teknoloji destekli prosedürler ve dijital sağlık hizmetleri için ilaç geliştirmede yapay zekâya ilişkin en cazip yatırım fırsatlarından bazılarını görüyoruz.” diyor.
Bu alanda faaliyet gösteren şirketler arasında ise Google’ın DeepMind’ı, Humana (HUM), Medtronic (MDT), Intuitive Surgical (ISRG), UnitedHealth Group (UNH), Butterfly Network (BFLY), Exscientia (EXAI), Relay Therapeutics (RLAY) yapay zekânın fayda sağlaması beklenen isimler.
🚀 “GenAI Sektörlerdeki Verimliliği Artırma Potansiyeline Sahip”
Ancak yatırımcılar kazanç artışı sağlayabilecek inovasyon arayışında olsalar bile, 2024 yılında ayırt edici olmak kritik önem taşıyacak. Bu da yatırım stratejisinde de bir değişime işaret ediyor aslında.
Morgan Stanley’e göre, yapay zekâ coşkusu temel, orta riskli yatırımcı için yatırımın temel bir ilkesini değiştirme potansiyeline sahip: yani 60/40 portföyü.
Bu strateji – portföyün 60%’ını hisseye, 40%’ını tahvillere ayırma – 1950’lerden beri yatırımın temeli olarak lanse edildi ancak son birkaç yılda giderek artan bir şüphe altına girdi. Ve şimdi, tartışmadaki bir başka nokta da yapay zekâ oldu.
Teknoloji verimliliği o kadar artırabilir ki, büyüme ve enflasyon arasındaki korelasyonun yanı sıra hisseler ve tahviller arasındaki korelasyon da tersine dönebilir.
Sonuç olarak, riskin nasıl çeşitlendirileceğine dair önceki varsayımlar artık geçerli olmayabilir çünkü yapay zekâ patlaması, hem hisselerde hem de tahvillerde sağlıklı getiriler sağlayacak ve ikisi arasındaki negatif korelasyonu kıracaktır.
Analistler, hisseler ve tahviller arasındaki korelasyonun 1990’larda dot-com patlaması sırasında tersine döndüğünü hatırlatıyor.
Bilgi ve iletişim teknolojisindeki patlama sermaye yatırımlarını hızlandırdı, şirketler için işletme maliyetlerini düşürdü ve refahı artırarak daha yüksek tüketime yol açtı.
Morgan Stanley analistleri, “Benzer şekilde, yapay zekâ -özellikle üretici yapay zekâ- sektörler genelinde verimliliği artırma potansiyeline sahip.” yorumunu yapıyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Goldman Sachs1 & 2, Insider, Bernard Marr & Co