Muhteşem Yedili üyeleri gibi dev şirketlerin kendi alanlarındaki artan rekabete dayanmakla kalmayıp, esasen bu yarışla birlikte nasıl geliştiklerini hiç merak ettin mi? O zaman “artan getiri” teorisine bir göz atmakta fayda var.
Hâlihazırda teknolojik liderlikleriyle bilinen ancak yapay zekâ atılımlarının yükselişinden yeni bir destek alan bu devler, tehdit altında gibi göründüklerinde bile daha güçlü ve daha baskın hale geliyorlar.
Ki teknoloji devleri gerçekten de tehdit altındalar. Her ne kadar bu grubun üyesi olan teknoloji şirketleri kendi alanlarının lider isimleri arasında yer alsa da konu teknoloji olunca sektör adeta bir derya deniz haline geliyor. Bu alanda faaliyet gösteren şirket sayısı, yeni atılımlardan destek alarak gün geçtikçe artıyor ve bu da sektörde pazar payı kazanmayı daha zorlu bir iş haline getiriyor.
Yine de bu isimlerin güçlü performansı o kadar da kolay kırılacak gibi görünmüyor.
🤔 Nedir Bu “Artan Getiri” Teorisi?
Klasik ekonomi teorisi bize, büyük paralar kazandıklarında şirketleri gerçeğe geri çeken görünmez bir güç olduğunu ve sonunda herkesin eşit bir alanda oynamasını sağladığını söyler.
Yeni moda olan bir semtte hareketli bir kafe düşün. Bu kafenin popülerliği doğal olarak sokağa daha fazla rakibi çekecek ve her biri diğerini benzersiz kahve karışımları, daha iyi hizmet ya da daha ucuz fiyatlarla geçmeye çalışacaktır.
Bu rekabet nihayetinde müşterileri ve kârı tüm kafelere daha eşit bir şekilde yayacak ve geleneksel teorinin başarı rekabeti davet ettikçe piyasa dengesinin nasıl yeniden kurulduğunu gösterecektir.
Ya da en azından böyle olması gerekiyordu.
Ancak Wall Street stratejisti ve yazar Michael Mauboussin – başkalarının araştırmalarına dayanarak – bu eski tarz görüşün artık tüm sektörlerde geçerli olmadığını söylüyor.
Günümüzde bazı işletmeler bunun yerine artan getiri dalgasına kapılıyor, yani ne kadar başarılı olurlarsa o kadar çok kazanmaya devam ediyor ve rakiplerini geride bırakıyorlar.
Bu denge ile ilgili değil: Sadece ortalamanın üzerindeki kârlılıklarını korumalarına ve hatta artırmalarına değil, aynı zamanda tüm pazarı sadece kendileri için kilitlemelerine olanak tanıyan kartopu gibi büyüyen bir avantaj elde etmekle ilgili. Şirketler de bunu beş farklı şekilde yapıyorlar:
🔎 Ölçek ekonomileri: Bir şirket büyüdüğünde, mal veya hizmetlerini birim başına daha düşük maliyetle üretebilir ve bu da ona rekabet avantajı sağlar.
Amazon’un (AMZN) başarı öyküsü, ders kitabı niteliğinde bir örnektir. Amazon büyüdükçe, ürünleri (ilk başta kitapları) toplu olarak satın alabildi ve lojistiği kolaylaştırarak ürün başına maliyetleri önemli ölçüde düşürdü ve bu tasarrufları daha düşük fiyatlar ve daha hızlı sevkiyat şeklinde tüketicilere aktardı.
Bu ölçek avantajı, Amazon’un daha geniş bir perakende kategorisi yelpazesine hakim olmasını sağlayarak, daha küçük perakendecilerin fiyat veya teslimat hızı konusunda rekabet etmesini zorlaştırdı. Şirketin devasa ölçek avantajları (sadece maliyet tasarrufunda değil, aynı zamanda satıcıları ve alıcıları çekmede de), sonuçta rakip olması zor kapsamlı bir pazar yeri yarattı.
🔎 Uluslararası ticaret: Apple (AAPL) gibi markaların yükselişi, üretim maliyetlerini optimize etmek ve yeni pazarlara erişmek için küresel tedarik zincirlerinden yararlanan uluslararası ticaretin gücünü ortaya koyuyor.
Apple, işçilik maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelerde üretim yaparak ve satın alma gücünün daha yüksek olduğu pazarlarda satış yaparak kârını ve genel ayak izini en üst düzeye çıkarıyor.
Bu strateji, şirketlerin en iyi yaptıkları işlerde uzmanlaşmalarına ve geri kalanı için ticaret yapmalarına olanak tanıyarak dünya çapında daha verimli üretim ve dağıtım ağları elde etmelerini sağlıyor. Sınır ötesi ticaret, firmaların yerel pazarların ötesinde ölçek ekonomileri elde etmelerini sağlayarak gezegeni kapsayan bir ölçekte rekabet avantajlarını güçlendiriyor.
🔎 Yaparak öğrenmek: Tesla’nın (TSLA) elektrikli araç üretimindeki yolculuğu, yaparak öğrenme kavramının altını çiziyor.
Üretilen her araç ve filo tarafından kat edilen her kilometre, şirkete veri sağlayarak araç tasarımında, batarya verimliliğinde ve yazılım algoritmalarında sürekli iyileştirme sağlıyor. Bu yinelemeli üretim ve iyileştirme süreci Tesla’nın maliyetleri düşürmesine, araçlarının performansını artırmasına ve rakiplerinin önüne geçmesine olanak tanıyarak, birikmiş deneyimin nasıl daha üstün ürünler ve daha sağlam bir pazar konumu sağlayabileceğini gösterdi.
🔎 Pozitif geri bildirim ve ağ etkileri: Facebook’un yükselişi, ağ etkilerinin ve pozitif geri bildirim döngülerinin birleşik gücünü yansıtıyor diyebiliriz.
Her yeni kullanıcı, potansiyel sosyal bağlantıları ve etkileşimleri artırarak Meta’nın (META) orijinal platformunu daha değerli hale getiriyor ve bu da daha fazla kullanıcı anlamına geliyor. Bu büyüme döngüsü, daha fazla veri toplandıkça gelişen kişiselleştirilmiş içerik ve reklamlarla güçlendirilerek platformu kullanıcılar için giderek daha ilgi çekici ve reklamverenler için daha değerli hale getiriyor.
Ağ etkilerinin olumlu geri bildirim döngüleriyle iç içe geçmesi, hem kullanıcılar hem de reklamverenler için giderek daha vazgeçilmez hale gelen baskın bir sosyal medya platformu yaratarak Facebook’un pazar liderliğini pekiştiriyor.
🔎 Fikirlerin yeniden birleştirilmesi. Spotify (SPOT), geniş müzik akışı kütüphanesini kişiselleştirilmiş çalma listeleri ve algoritmik önerilerle birleştirerek müzik dinleme deneyiminde adeta bir dönüşüm yarattı. Fikirlerin bu yeniden birleşimi, müziğe sınırsız erişim sağlarken bireysel zevklere hitap eden yeni bir müzik deneyimi yarattı.
Spotify, depolama için buluttan ve kişiselleştirme için algoritmalardan yararlanarak müziği keşfetmeyi ve keyfini çıkarmayı kolaylaştırdı, tüketici alışkanlıklarını ve müzik tüketimiyle ilgili beklentileri değiştirdi.
Mevcut teknolojileri ve fikirleri birleştirmeye yönelik bu yenilikçi yaklaşım, Spotify’ı müzik streaming sektöründe bir lider haline getirdi ve mevcut kavramları yeni yollarla yeniden birleştirmenin dönüştürücü potansiyelini ortaya koydu.
👀 Nasıl Dersler Çıkarabiliriz?
Bu devler, acımasız bir rekabet çalkantısıyla karşı karşıya olan şirketler deniziyle bir tür sadece üyelere özel kulüp yarattı. Ancak bazı devlerin hızlı yükselişinin toplumsal maliyetini sorgulayan düzenleyici spotlar yoğunlaşıyor.
Ayrıca tarih, Nokia (NOK), Blackberry (BB) veya AOL gibi geçmişin devlerinin hikayelerinin bugünün liderlerinin yarının kalıntıları olabileceğine dair keskin hatırlatmalarda bulunarak bir uyarı fısıldıyor.
Bununla birlikte, artan getiri dünyasına daldığımızda, bazı teknoloji devlerinin neden kazanmaya devam ettiğini ve neden genel borsaya hakim olduklarını anlamak için işaretler buluyoruz. Bu kavram aynı zamanda Apple gibi şirketlerin neden her yıl beklentileri aşmaya devam ettiğini ve yüksek kaliteli, büyük şirketlerin neden ısrarla diğerlerini gölgede bıraktığını da açıklıyor.
Bu sadece geçmişi açıklamakla ilgili değil: Meta’nın ağ etkilerinin gücü veya Microsoft’un (MSFT) fikirleri öğrenme ve karıştırma becerisi gibi bir şirketin başarısının çekirdeğinde, rekabet avantajının etkisini ve ne kadar sürdürülebilir olabileceğini görebiliyoruz. Bu içgörü, hangi şirketlerin tahtlarını koruduğunu ve hangilerinin bir sonraki Blackberry olabileceğini tespit etmek için rehber olabilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Finimize