FED ve ülkelerin merkez bankası politikaları finansal piyasaları etkileyen en önemli faktörlerden. Bu diktanın dışında hareket eden bir ürüne rastlamak özellikle 2020 yılından sonra finansal piyasalarda iyice zorlaştı.
Basit tanımıyla güvercin, yani “dovish” politikalar parasal genişleme döneminin politikalarıdır. Para basmanın aktif olduğu, faizlerin 0’a yakın olduğu ve merkez bankası olarak FED’in faiz artırımı ya da parasal sıkılaştırmayı hedeflemediği bilinen dönemlerdir.
Şahin, yani “hawkish” politikalar ise, parasal sıkılaştırma döneminin politikalarıdır. Para basmanın durduğu, piyasada likiditenin azaltıldığı, faizlerin artırıldığı bir finansal piyasa durumudur.
Riski ya da risksiz diye adlandırılan ürünlerin hareketleri de bu politikalarla doğru orantılıdır ve aslında yine bize bir döngüyü işaret eder. Her genişlemenin bir sonu olmalıdır, her sıkılaştırmanın da bir sonu vardır ve bunlar birbirini takip eden süreçler olmalıdır.
Daha basit düşünmek istersen bir örnek verebiliriz. Çalışan bir kişisin, belli bir para kazanıyorsun ve bu parayla ancak günlük ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsun. Fakat ev-araba almak, tatile gitmek, kıyafet almak, özel okula çocuğunu gönderebilmek istiyorsun. O zaman gidip bankadan kredi çekiyorsun ve bu ihtiyaçların karşısında faizle borçlanıyorsun.
Harcama yaptığın dönemde ailecek güzel bir zaman geçiriyorsunuz, ihtiyaçlarını alabiliyorsun ve hatta belki yatırım bile yapabiliyorsun. Fakat elbette borcunun faiziyle beraber ödeneceği zaman gelecek ve aynı şekilde gelirinden kısman gereken aylar yaşayacaksın.
Daha fazla kredi çekebilir misin? Banka ve kredi şartları izin verirse belki alabilirsin. Hele ki devlet politikası parasal genişleme politikası üzerineyse tabii ki çekebilir ve daha fazla faizle borçlanma yoluna gidebilirsin. Sonuçta aynı hayat şartlarını devam ettirmek isteyebilirsin. Çünkü bu hayat tatlı geldi ve tüm bunlara çoktan alıştın.
Fakat zamanı gelecek ve bu borçlar elbette ödenecek. Dolayısıyla aile ekonomisinden kısman gerekecek. Yani her borcun bir ödeme günü vardır ve her genişlemenin de bir daralması vardır.
Bazı durumlarda merkez bankaları bu genişleme sürecini çok uzun tutabilirler. Mesela şu an içerisinde bulunduğumuz 20-25 senelik oldukça uzun bir parasal genişleme dönemindeyiz.
Yukarıdaki tabloda SPX’in son 20 yıldaki parasal genişleme politikası ile beraber yükselişini görüyorsun. Bu sürece ben 20 yıl diyorum ama 80’lere kadar götürebiliriz. Yani neoliberal ekonomi politikalarının başladığı yıllara kadar.
Biz her ne kadar 2000, 2008, 2020 yıllarında yaşanan krizleri büyük gibi düşünsek de öyle değil. Bu, bizim kendi dünyamıza, görgümüze göre önemli krizlerdi ve özellikle FED’in dünyanın rezerv parası pozisyonunda olan dolar üzerinden ilerlettiği bu parasal genişleme politikası, riskli piyasalardaki parabolik yükselişlerin en temel sebebi oldu.
Bu politika aslında 2020 yılında değişmek üzereydi fakat Covid’in yarattığı panik ile beraber FED’in hamlesi komadaki hastaya tekrar bir adrenalin yapmak oldu.
Piyasalar, parasal genişleme politikalarına 2020 yılı itibariyle artık iyice bağımlı oldu ve neredeyse bütün riskli ürünler FED’in piyasaya sürdüğü ya da sürmeyi planladığı net likidite miktarıyla doğru orantılı olarak hareketlerini yapmaya başladı.
Finansal piyasaları, uyuşturucu bağımlısı gibi ya da alkolik gibi düşünebilirsin. Bağımlılıktan kurtarmak için, acı çektirmen, izole etmen, ihtiyacı olanı vermemen gerekir. Ayrıca kontrol altında tutmalısın. Bu yapılmadığı müddetçe devletlerin borçları artmaya, enflasyon yükselmeye ama aynı zamanda insanlar da kendini zenginmiş sanmaya devam etti.
Aldığı evin fiyatının emlakçılarda her gün arttığını gören, arabasının fiyatının hiç düşmeyeceğini düşünen, aldığı finansal aracın mutlaka bir gün ona kar getireceğini düşünen her yatırımcı da aslında bu tuzağın içinde şu anda. Çünkü aksini son 20-30 yılda kimse görmedi.
Tabii ki önümüzdeki süreçte şunu anlamış olacağız; bu da son 20-30 yılda gördüğümüz örneklerdeki gibi sonuçlanarak bir dip ve tekrar hızla boğa rallisine koşulan bir dönem mi yaşayacağız? Yoksa bu son 20-30 yılda yaşanan parasal genişlemenin tam tersi olan sert bir borç ödeme dönemiyle mi karşı karşıya kalacağız.
Yukarıdaki örnekte mor-beyaz grafikle FED’in piyasaya sunduğu net likidite miktarını ve turuncu ile de SPX grafiğini görüyoruz. 2020 Covid Crash olarak adlandırabileceğimiz Mart 2020 yılında nasıl bir likiditeyle piyasalara müdahale edildiğini de net bir şekilde görüyoruz.
Aynı zamanda bu likiditenin 2021 sonu itibariyle azaltılmaya başlandığı ve SPX korelasyonunu da yakından inceleyebiliyoruz.
İşte finansal piyasalara girerken, bir yatırım yaparken yatırımcıların temel anlamda makro düzeyde ilk dikkat etmesi gereken ve üzerine analizler yapması gereken alan burasıdır.
-Kripto Mevsimi
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı