On iki yıl önce, derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s ABD’nin kredi notunu düşürerek dünyanın en büyük ekonomisinin kredibilitesine ilişkin önemli endişeler yaratmış ve Wall Street’te anlık bir güven krizi yaratmıştı.
Salı günü Fitch Ratings’ten gelen benzer bir hamlenin ise aynı dalgalanmaları yaratması pek olası görünmüyor.
Dün piyasalar, 2023’teki ralliye kısa bir ara verdi ve ekonomistler, bu durumun ekonomi üzerindeki etkisinin minimum düzeyde olmasını bekliyor. Hatta bazıları, kredi kararının ABD’nin borç yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceğine dair korkuların hafiflemesinden sonra geldiğini söyleyerek, Fitch’in eyleminin zamanlamasını bile sorguladı.
Allianz’ın baş ekonomi danışmanı Mohamed El-Erian bunu “garip bir hareket” tanımladı ve eskiden Twitter olarak bilinen X platformunda şu paylaşımı yaptı:
“Sanırım tek şaşıran ben olmayacağım. Bu kararı inceleyen ekonomistlerin ve piyasa analistlerinin büyük çoğunluğu da muhtemelen belirtilen nedenler ve zamanlama konusunda aynı şekilde şaşkınlık içinde olacaklardır. Genel olarak, bu duyurunun ABD ekonomisi ve piyasaları üzerinde kalıcı ve yıkıcı bir etkiye sahip olmasından ziyade göz ardı edilmesi çok daha muhtemel.”
Ancak bu hamle, Kongre’nin borç tavanını yükseltmeyi kabul etmesinden yaklaşık iki ay sonra geldi. Para otoriteleri de enflasyona karşı ilerleme kaydediyor gibi görünüyor ve ekonomistler büyümenin nereye gittiğine dair kötümser tahminlerini yavaş yavaş rafa kaldırıyor; bazıları artık ABD’nin bir resesyondan kaçınabileceğini düşünüyor.
Hazine’nin İşi Zor
George Mason Üniversitesi’nde özgürlükçü bir düşünce kuruluşu olan Mercatus Center’da kıdemli araştırma görevlisi olan Veronique de Rugy de El-Erian’a katılıyor. De Rugby, Fitch’in not indiriminin “çok ama çok güçlü bir etki yaratma ihtimalinin düşük olduğuna” inanıyor.
De Rugy, “Ancak bunun çok ciddiye almamız gereken bir şey olduğunu düşünüyorum çünkü borcumuzun patladığı gerçeğinden kaçış yok. Özellikle önümüzdeki 30 yıl içinde Hazine, yatırımcıları tüm tarihimiz boyunca olduğundan dört kat daha fazla borç almaya ikna etmek zorunda kalacak ve not indirimi bunun için hiç de iyi bir şey değil.” diyor.
Gerçekten de Hazine Bakanlığı’nın üçüncü çeyrek için 1 trilyon doların biraz üzerinde borçlanma ihtiyacı, piyasanın beklediğinden çok daha fazlaydı. Bu borçlanma, pandemi öncesine kıyasla 40% artarak 32,6 trilyon dolara ulaşan ulusal borcu beslemek için yapılıyor.
FED faiz oranlarını yükselttikçe borçlanma maliyetleri de artıyor. Bu noktada toplam pazarlanabilir borç üzerindeki ortalama oran yaklaşık 2,8%’e yükselerek Mart 2022’de faiz artışları başlamadan önceki oranın iki katına yaklaştı.
De Rugy, “Bu soruna bir çözüm bulabilmek için iki partinin de çaba göstermesi ve her iki tarafın da açık fikirli olması gerekiyor. Ve şu anda bunların hiçbirini göremiyoruz.” diyor.
Fazla İyimserlik Can Yakabilir
Ancak bu muhtemelen başka bir gün verilecek bir savaş ve şimdilik Wall Street, Fitch’in not düşürme kararının etkisi konusunda oldukça iyimser. Yine de bazı riskler var.
Capital Economics, “Ekonominin bir resesyonu tetiklemeden enflasyonu hedefe geri getirmek gibi imkansız görünen bir hamleyi gerçekleştirmeye hazır göründüğü bir zamanda ABD’nin notunu düşürmek biraz garip.” yorumunu yaptı.
Ancak Capital, birçok şeyin yumuşak iniş senaryosunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine ve FED’in para politikasını gevşetmeye başlayıp başlayamayacağına bağlı olacağını belirtiyor.
Şirket bir müşteri notunda, “Eğer haklıysak ve enflasyon düşmeye devam ederse, FED gelecek yıl faiz oranlarını tekrar düşürerek federal hükümetin borçlanma maliyetlerini aşağı çekecektir. Ancak yanılırsak ve FED nominal faiz oranını uzun bir süre nominal GSYH büyüme oranının üzerinde tutmak zorunda kalırsa, borç dinamikleri hızla sürdürülemez hale gelebilir.” ifadelerini kullandı.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: CNBC