Uzman Analizleri

Finansal Özgürlük Yolunda Tasarrufun Önemi

Finansal Özgürlük Yolunda Tasarrufun Önemi
Google News Icon Takip Et

Merhaba sevgili Midaslılar!

Bir önceki yazımda finansal özgürlük kavramının temelde ne anlama geldiğini ve matematiksel altyapısının ne olduğunu konuştuk. Finansal olarak bağımsız olabilmek için ne kadarlık bir portföye sahip olmamız gerektiğini, yaşa göre varlık dağılımının nasıl olacağını ele aldık. Ayrıca krizlerde nasıl davranmamız gerektiğini ve dönemsel olarak dengelemenin (rebalancing) nasıl yapılacağını açıklamaya çalıştık. 

Bu yazıda ise tasarruf kavramını ele alacağız. Finansal bağımsızlık yolunda tasarruf yapmak çok önemlidir; çünkü tasarruf, kişinin gelirlerinin bir kısmını harcamak yerine biriktirmesini sağlar. Bu da acil durum fonu oluşturmayı ve gelecek için yatırım yapmayı mümkün kılar.

Klasik Emeklilik

Finansal Özgürlük Yolunda Tasarrufun Önemi
Kaynak: earlyretirementnow.com

Klasik anlamda emeklilik dendiği zaman 20’li yaşlarda çalışma hayatı ile başlayan ve günümüzde minimum 60 yaşında sona eren bir birikim ve yatırım sürecinin ardından emekli olmayı ifade etmektedir. Yaklaşık 40-45 yıl süren bu süreçte insanlar genellikle bireysel emeklilik sistemi ve SGK emekliliğine prim ödemektedir. Genel olarak kabul gören öneri, eğer emeklilikte ek gelir olması amacıyla birikim yapılıyorsa kişinin aylık gelirinin 10-20%’sini birikime yönlendirmesi yönündedir.

“50-30-20 Kuralı” olarak da adlandırılan bu konseptte aylık gelirimizin 50%’sini temel ihtiyaçlara, 30%’unu bilinçli şekilde oluşturulan istekler listesine (seyahat, eğlence vb.) ve 20%’sini de yatırıma yönlendiriyoruz. Örneğin; aylık gelirimiz 20 bin TL ise bunun 10 bin TL’sini barınma, ulaşım, gıda gibi temel harcamalara, 6 bin TL’sini gezi ve eğlence gibi bilinçli isteklere, 4 bin TL’sini ise yatırıma yönlendirdiğimizi varsayalım.

25 yaşında yatırıma başlayan ve 35 yıl boyunca bu yatırımı sürdüren kişi, yıllık 5% reel getiri varsayımıyla 60 yaşına geldiğinde 4,5 milyon TL portföy büyüklüğüne ulaşmaktadır. Ortalama 4% temettü verimi ile bu portföy enflasyondan arındırılmış aylık 15 bin TL civarında pasif gelir üretecektir. Bu da kişiye emekli maaşının yanında oldukça yeterli bir ek gelir sunmaktadır. Bileşik getirinin mucizevi etkisini burada da açıkça görebiliyoruz.

Erken Emeklilik

Peki, şimdi durup düşünelim! 25 yaşında hayatın başında işimizden memnun, enerjik birisi olabiliriz. Peki, 45 yaşına geldiğimizde böyle olacağımızın garantisi var mı? Bence yok. Çalışmayı opsiyonel hale getirme fikri sanayi devriminden beri süregelen bir olgudur. O dönemde işçilerin çalışma koşulları çok kötüydü ve temel sosyal hakları dahi bulunmadığından günde 12-15 saat çalışıyorlardı. 

1926 yılında henüz emeklilik diye bir kavram bile söz konusu değilken George S. Clason, “Babil’in En Zengin Adamı” adlı bir kitap yazdı. Bu kitapta binlerce yıl önce Babil döneminde geçen hikayede borçları yüzünden köle durumuna düşen ve kölelikten kurtulmak için borcunu ödemeye çalışan bir tüccarın hikayesi anlatılıyor. Insanların borçtan nasıl kurtulacaklarını, nasıl köleliğin bir tercih olduğunu anlatan klasik bir eser.

Kitabı okuduktan sonra anlıyorsunuz ki günümüzde de çoğu maaşlı çalışan o dönemde yaşamış kölelerden çok da farklı değil. Zamanımızı, dolayısıyla da hayat enerjimizi para için satıyoruz. Karşılığında ise temel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra kalan parayı anlamsız eğlencelerle tüketiyoruz. Paranın sürekli harcadığımız hayat enerjisi olduğunu ilk fark ettiğimde büyük bir aydınlanma yaşamıştım. Bu konuda sosyal medyada paylaştığım şu yazıyı eklemek istiyorum.

Finansal Özgürlük Yolunda Tasarrufun Önemi

Finansal özgürlük erken emeklilik hareketi 1926 yılında yazılmış bu kitaba rağmen 90’lı yıllara dek pek fazla ana akım medyada karşılık bulamadı. Finansal özgürlüğün yanında ilk defa erken emeklilik terimini kullanan kişiler olarak 1992 tarihli çok satan “Your Money or Your Life” kitabının yazarı Joseph Dominguez, Monique Tilford ve Vicki Robin’i görüyoruz. Kitap 1992 yılında ilk baskısını yapsa da 2000’li yıllara kadar genele yayılan bir kitle oluşturmayı başaramadı. 2000’li yılların başında internet bloglarının yaygınlaşmasıyla birlikte sırasıyla Early Retirement Extreme ve Mr. Money Mustache, FIRE (financial independence retire early) adı verilen bu konseptin bayrak taşıyıcıları oldular.

Klasik emeklilikten farklı olarak erken emekli olmak için ya tasarruf oranının ya da beklenen getirinin daha yüksek olması gerekmektedir. Bu konuda internette çeşitli hesaplama siteleri mevcut fakat ben daha basit olan aşağıdaki şu tabloyu kullanacağım.

Finansal Özgürlük Yolunda Tasarrufun Önemi
Kaynak: fourpillarfreedom.com

Gördüğünüz gibi tasarruf oranımız ne kadar yüksek ise erken emekli olabileceğimiz süre de o kadar kısalıyor. Tablo 5% reel getiri varsayımına dayanıyor. 10% tasarruf oranıyla 36 yıl süren emeklilik hayalimiz 50% tasarrufla 16 yıla iniyor. Aylık gelirimizin 75%’ini biriktirdiğimiz zaman ise sadece 7 yıl içerisinde işimizi opsiyonel hale getirebiliyoruz. Tasarrufun önemini daha iyi anlatan bir tablo ya da grafik var mıdır bilemiyorum.

Böylece yukarıda bahsettiğimiz klasik emeklilik grafiği şuna dönüşüyor: 20’li yaşlarda finansal özgürlük bilinciyle tasarrufa başlayan bir birey, gelirinin 10-15%’ini değil de minimum 50%’sini yatırıma dönüştürebilirse 40’lı yaşlarında erken emekli olabilir.

Bu durumda çalışmak bir zorunluluk olmaktan çıkıp opsiyonel hale gelir. Bunun ne kadar güçlü bir şey olduğunu hayal bile edemezsiniz. İstediğiniz zaman istifa edip çalışma hayatına ara verebilir, kendi işinizi kurabilir ya da her yıl portföyünüzün 4%’ünü çekerek hiç çalışmadan hayatınızı sürdürebilirsiniz. Hayat sizin için bir anda zorunluluklardan seçimlere doğru evrilecektir.

Finansal Özgürlük Yolunda Tasarrufun Önemi
Kaynak: earlyretirementnow.com

Tasarruf Ederken Hayatı Kaçırmamak

Öncelikle şunu kabul etmek gerekiyor: Finansal özgürlük ve erken emeklilik, herkesin ulaşabileceği bir hedef değildir. Şu veya bu nedenle bu yola çıkan birçok kişi başarısız olacaktır. En yüksek tasarruf oranıyla bile en azından 7-10 yıl sürecek bir süreçten bahsediyoruz. Bu süre içerisinde birçoğumuz ailevi sorunlar, ekonomik krizler vb. gibi nedenlerle hayalini yarıda bırakacak veya erteleyecek. Nihai hedefe ulaşanlar ise tasarruf-gelir dengesini iyi kurmuş, yatırım konusunda da kısmen başarılı olmuş bireyler olacak. Bu konuyu biraz açmak istiyorum.

Finansal özgür olmak isteyen ve yukarıda bahsettiğim tasarruf oranlarını gören birçok kişi hayatının her alanında kemerleri sıkarak mümkün olduğu kadar çok para biriktirmeye çalışacak. Belki yemesinden, belki kıyafet alışverişinden veya başka harcamalarından kısarak nihai hayaline ulaşmak için çaba gösterecek. Fakat burada şunu unutmamak gerekiyor.

Tasarruf-gelir dengesini kuramayan bir birey her durumda bu uzun soluklu yolculukta başarısızlığa mahkumdur. Tasarruf etmeye çalışırken hayatı ve ömrümüzün en güzel ve asla geri gelmeyecek gençlik yıllarını kaçırırsak bu hem motivasyonumuzu bozacak hem de yatırım kararlarımıza olumsuz etki edecek. Bu nedenle özellikle 20’li yaşlardaki genç arkadaşlara tasarruf ederken aşırıya kaçmamalarını ve yapmak istedikleri tüm aktiviteleri parasal karşılığına bakmadan yapmalarını tavsiye ediyorum.

Sonuç

Bu yazıda finansal özgürlük ve erken emekliliğin temel taşlarından olan tasarruf kavramını ele aldık. Öncelikle modern kölelik olarak adlandırılan maaşlı çalışmanın tarihsel geçmişine ve çalışmayı opsiyonel hale getirme çabalarına dayanan FIRE kavramının nereden geldiğine baktık. Klasik ve erken emekliliğin farklarını tasarruf oranları açısından inceledik ve tasarruf oranı arttıkça erken emekliliğin ne kadar yakınlaştığını gördük. Bunun yanında aşırı tasarruf yapmaya odaklanarak hayatı kaçırmamanın önemine de vurgu yaptık.

Bundan sonraki yazılarda yatırımın önemine değineceğim. Yukarıdaki çalışmalarda 5% reel getiri varsayımıyla bazı simülasyonlar yapmıştık. Reel getirinin artmasıyla finansal özgürlük hedefimizi daha da geriye çekebileceğiz. Şimdilik görüşmek üzere.

Bay Tutumlu

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı