FED Başkanı Jerome Powell, dün merkez bankasının faiz oranlarını artırma konusunda sona yaklaştığını açıkça belirtti ancak meslektaşları, yankı uyandıran bir mesaj verdi: “Ekonominin yeniden güçlendiği bir ortamda borçlanma maliyetleri daha uzun süre yüksek kalmalı.”
Powell, son 18 ayda bir dizi faiz artırımının ardından FED’in artık “dikkatli bir şekilde ilerleyebileceğini” söyledi. Bu, merkez bankasının faizleri sabit bırakma kararını takip eden basın toplantısında en az bir düzine kez tekrarladığı bir ifade oldu.
İki günlük politika toplantısının sonucunda faizlerin 5,25%-5,50% aralığında sabit bırakılmasının ardından açıklanan üç aylık ekonomik projeksiyonlarda, 19 FED yetkilisinden 12’si bu yıl bir kez daha faiz artırmayı beklediklerini söyledi.
Yatırımcılar için en büyük çıkarım ise, politika yapıcıların kısmen daha güçlü bir işgücü piyasası nedeniyle 2024’te daha önce öngörülenden daha az faiz indirimi öngördüklerinin ortaya çıkması oldu.
🎯 Yumuşak İniş Olabilir mi?
Öngörüler ayrıca politika yapıcıların enflasyonun önümüzdeki yıl 3%’ün altına düşmesini ve 2026 yılına kadar 2%’lik hedefe geri dönmesini beklediklerini gösterdi.
Deutsche Bank AG ABD ekonomisti Brett Ryan, “Esasen yumuşak iniş senaryosunun daha sıkı bir politika ile karşılanacağını söylüyorlar. Ana çıkarım bu oldu.” diyor.
Genel olarak medyan tahminler, yetkililerin öngörülerini kaleme aldıkları en son dönem olan haziran ayında öngördükleri daha yumuşak bir ekonomi ile karşılaştırıldığında, önümüzdeki yıl daha sıkı para politikasını ve buna rağmen daha dirençli bir ekonomiyi yansıttı.
Dün açıklanan beklentiler, Bank of America ekonomistlerinin “iniş yok” senaryosu olarak adlandırdıkları şeyi özetledi. BofA analistleri, “Enflasyonu hedefe geri getirmek için büyüme veya istihdam açısından ödenecek bir bedel yok.” yorumunu yaptı.
Ancak Powell’ın basın toplantısında bu iyimserlik ve faiz artırımı konusunda şahin bir tutum sergilenmedi; Powell, bunun yerine merkez bankasının verilere olan bağımlılığına ve faiz oranlarını tekrar artırıp artırmayacağına ve ne zaman artıracağına karar verirken dikkatli bir şekilde ilerleme isteğine odaklandı.
Powell gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çok yol kat ettik ve sıkılaştırmamızın tam etkileri henüz hissedilmedi. İleriye baktığımızda, uygun olabilecek ek politika sıkılaştırmasının kapsamını belirlemede dikkatli bir şekilde ilerleyebilecek bir konumdayız.” dedi.
🎯 Yüksek Faizlerin Süresi Daha Önemli
ABD ekonomisi, FED’in Mart 2022’de neredeyse sıfır olan federal fon oranı hedef aralığını temmuz ayında 22 yılın en yüksek seviyesi olan 5,25% ile 5,5%’e çıkaran tarihi sıkılaştırma kampanyasına karşı şimdiye kadar gücünü korudu. Tüketici harcamaları güçlü kalmaya devam ederken, istihdam artışı ılımlı seyretmeye başlasa da işgücü piyasası istikrarlı seyrediyor.
Bu güçlü görünüm, FED’in ekonomiyi resesyona sokmadan enflasyonu soğutma çabaları için iyiye işaret ancak aynı zamanda merkez bankasında enflasyonla mücadelenin uzayabileceğine dair endişeleri artıran bir durum.
Yeni tahminler de bunu yansıtıyor. FED yetkililerinin medyan tahminine göre, Haziran ayındaki son projeksiyonlarda 4,6% olan gösterge faiz oranının gelecek yılın sonunda 5,1% olması bekleniyor.
Basın toplantısı sırasında Powell, politika yapıcıların yüksek miktarda belirsizlikle karşı karşıya olduğunu vurguladı ve piyasalara ralli için herhangi bir neden vermemeye kararlı görünüyordu.
B. Riley Wealth piyasa stratejisti Art Hogan, “Eğer gerçekten en kötü haberi arıyorsanız, bu ille de faizler kapsamında daha yükseğe çıkacağımız değil, daha uzun süre kalacağımızdır. Önemli olan ne kadar yükseleceğimiz değil, ne kadar süre yüksek kalacağımız.” yorumunu yapıyor.
FED Başkanı ayrıca yumuşak iniş senaryosunun henüz garanti olmadığı konusunda uyarıda bulunarak son projeksiyonların ima ettiğinin aksine bunun FED’in temel beklentisi olmadığını söyledi.
Borsanın tepkisi de bunu gösterdi. Hisseler, projeksiyonların açıklamasına tepki olarak düştü.
Sonuç olarak dünkü basın toplantısı, şahin noktalara rağmen FED yetkililerinin gelecek enflasyon verilerinde önemli bir yukarı yönlü sürpriz olmaması halinde, bu yıl faiz artırımına gitme olasılığının daha yüksek olduğu beklentisini güçlendirdi.
Şimdi önemli olan, yatırımcıların ve piyasaların Powell’ın sözlerine inanıp inanmayacağı ya da uyumsuzluğun artıp artmayacağı. Dün akşam itibariyle piyasalar, kasım ayında faiz artırımı ihtimalini 28% olarak fiyatlıyordu
Rosenberg Research’ten David Rosenberg, “Bu, 2000 yılında bize sadece bir envanter gevşemesi yaşadığımızı, 2007’de konut fiyatlarının ülke çapında asla düşmeyeceğini ve ipotek sorunlarının kontrol altına alınacağını, 2009’da her yerde ekonomik yeşil filizler olduğunu, 2018’de fon oranının kısıtlayıcı arazinin derinliklerine gittiğini görmek zorunda kalacağımızı, 2021’de faizlerin yıllarca sıfırda kalacağını ve enflasyonun geçici olduğunu ve şimdi 2023’te mantranın daha uzun süre daha yüksek olduğunu söyleyen aynı FED. Bazen FED’in söylemlerine ve tahminlerine karşı bahis oynamak işe yarayabilir. Ve içimden bir ses bugün bu noktada olduğumuzu söylüyor.” yorumunu yapıyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Bloomberg, Barron’s