Borsa Yorumları

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?
Google News Icon Takip Et

Bilginin tek kaynağı deneyimdir.

Bilim insanı dendiğinde aklımıza gelen ilk kişi Albert Einstein’ın bu deyişi, evrensel olarak bilgiye ve bilmeye olan ihtiyacımızı vurgularken, pekala yatırım dünyası için de geçerlidir. 

Hem hayatta hem de yatırımda deneyimledikçe yeni şeyler öğrenir, öğrendikçe yeni şeyler deneyimleriz. Bilginin gücünü, sahip olunanın ötesine geçerek daha büyük adımlar atan birçok örnekte de gördük.

Einstein, bu örneklerin belki de en popülerini sunuyor: Bilim insanı, özel görelilik ve genel görelilik kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay anlayışında bir devrim yarattı desek yalan olmaz. 

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?

Bunu göz önünde bulundurarak, şimdinin büyük fikirleri olarak görülen ve gelecek için sayısız potansiyel sunan bir dizi alan olduğunu da söyleyebiliriz. 

Peki, tamamen varsayımsal olarak konuşursak, Einstein şimdi yaşasaydı bu alanların hangilerine yatırım yapardı?  

Bu sorunun cevabı üç sektörde yatıyor; uzay ekonomisi, uzun ömür ekonomisi ve yapay zekâ ekonomisi. Dilersen bu alanlara biraz daha yakından bakalım. 

🚀 Uzay Ekonomisi

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?

Hayal gücü her şeydir; Sizi bekleyen güzelliklerin ön izlemesi gibidir.

Uzay yarışı eskiden sadece iki ülkenin hükümetleri arasındaki bir hesaplaşmaydı. Ancak uzay sektörü, artık bundan çok daha büyük bir konumda ve özel sektör de bu yerçekimine kapılmış durumda. 

Şu anda uydular, uzay bilimi ve hatta astro turizm gibi “dışarıda” para kazandıran şeylerin tümünü barındıran uzay ekonomisinde rol alan 10 binden fazla şirket ve yaklaşık 5 bin yatırımcı var.

Elbette uzay ekonomisinde en çok para kazandıran alan neredeyse her faaliyetin 70%’inden fazlasını oluşturan uydulardır. Buna uyduların yapımı, fırlatılması ve yerde ihtiyaç duyulan tüm teçhizat da dahildir. 

Esasen, uydu sektörünü dört ana faaliyete indirgeyebiliriz: üretim, fırlatma, yörüngede bakım ve hizmet sunumu.

Citi analistleri uzay sektörünün 2040 yılına kadar yıllık gelirinin 1 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor. Fırlatma maliyetlerinin 95% gibi muazzam bir oranda düşerek uzayda daha fazla teknoloji hizmetinin önünü açmasını bekliyorlar. 

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?

Özellikle SpaceX gibi özel şirketlerden gelen gelişmeler sayesinde uydular küçülüp hafifliyor ve uzay araştırmaları daha fazla oyuncu için çok daha ekonomik hale geliyor.

Tabii uzayın geleceği, uzayda madencilik yapmak ve hatta orada bir şeyler inşa etmek gibi bazı bilim kurgu olasılıkları barındırıyor. İlaç şirketlerinin hücre büyümesini incelemek için uzay istasyonlarında laboratuvarlar kurduğunu ya da yarı iletken şirketlerinin yerçekimsiz ortamdaki fabrikalarda bilgisayar çipleri ürettiğini bir hayal et. 

Ancak bu fütüristik hayalleri gerçeğe dönüştürmek için uydu, uzay aracı ve roket fırlatma maliyetlerini düşürmeye devam etmemiz gerekecek.

Öte yandan şu anda, uzay turizmiyle ilgili tüm söylentilere rağmen, uzay tabanlı güneş enerjisi, ayda veya asteroitlerde madencilik, şehirlerarası roket yolculuğu ve mikro yerçekimi araştırma ve inşaatı gibi faaliyetler hâlâ havada; planlama aşamasından çok “ya olursa” aleminde.

Uzay bilimine olan katkıları herkesçe bilinen Einstein’ın uzay ekonomisine yatırım yapması kimseyi şaşırtmazdı herhalde. 

Uzay değer zinciri fırlatmalarla başlar, bu nedenle hemen bir kalkış görmek için uydu üretimi, fırlatmaları ve hizmetleri ile ilgilenen şirketlere yatırım yapmak mantığa uyar. 

Havacılık ve savunma alanındaki en büyük isimler – örneğin Boeing (BA), Lockheed Martin (LMT) ve Northrop Grumman (NOC) – burada öne çıkıyor ancak şunu da hatırlatmakta fayda var; bu şirketlerin uzay tabanlı gelirleri toplam satışlarının (şimdilik) sadece küçük bir kısmını oluşturuyor.

Öte yandan uzayda daha aktif faaliyet gösteren ancak daha riskli Rocket Lab USA (RKLB), EchoStar (SATS) veya AST SpaceMobile (ASTS) gibi değeri 1 milyar dolardan fazla olan uzay girişimleri de öne çıkıyor. 

Uzay demişken Elon Musk’tan da bahsetmeden olmaz. Tıpkı Einstein gibi çılgın fikirleriyle (uzaya araç göndermek gibi) gündeme gelen Elon Musk’ın SpaceX’i de uzay sektöründe faaliyet gösteren özel şirketler arasında en popüler isimlerden biri. 

Öyle ki SpaceX, hızla büyüyen Starlink uydu şirketini 2024’ün sonlarına doğru halka arz etmeyi değerlendiriyor. Görüşmelerin özel olması nedeniyle kimliğinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, hazırlık olarak SpaceX uydu biriminin varlıklarının, nihayetinde halka arz edilecek olan ve tamamen sahip olunan bir yan kuruluşa taşındığını söylüyor.

☯️ Uzun Ömür Ekonomisi 

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?

Zamanın var olmasının tek nedeni, her şeyin bir anda olup bitmemesi içindir.

İnsanların daha uzun yaşamasına ve yılların daha iyi geçmesine yardımcı olma fikri üzerine kurulan uzun ömür ekonomisi, yaşlanmanın zararlı etkilerini yavaşlatmak ve hatta saati tersine çevirmeyi amaçlar. Böylece insanlar daha uzun, daha mutlu ve daha sağlıklı yaşayabilirler. 

Bu ekonomi biyoteknoloji, rejeneratif tıp, yaşlanma karşıtı tedaviler, genomik, kişiselleştirilmiş ilaç, yaş teknolojisi, beslenme, sağlıklı yaşam ve hatta uzun ömür sigortası gibi şeylerle finans gibi bir dizi sektörü kapsıyor.

Uzun ömür ekonomisinin şu anda oldukça popüler olmasının altında güçlü nedenler yatıyor. Stanford Üniversitesi Uzun Ömürlülük Merkezi, 2050 yılına kadar yüzyıllık bir yaşam süresinin yeni doğanlar için bir norm haline geleceğini söylüyor. 

Ayrıca 2030 yılına kadar dünya çapında 60 yaş ve üzeri bir milyardan fazla insan olacağı tahmin ediliyor. Bu demografik değişim, dünya büyümesi yavaşlasa bile işletmelerin uyum sağlaması ve gelişmesi için büyük bir fırsat sunuyor.

İnsanların daha uzun ve sağlıklı yaşamasıyla birlikte, daha yaşlı bir demografinin ihtiyaç ve tercihlerini karşılamak için yeni pazarlar, teknolojiler ve hizmetler ortaya çıkmaya başladı bile: 

Sağlık hizmetleri ve biyoteknoloji. Yaşa bağlı hastalık ve durumları hedef alan tıbbi tedavilere, ilaçlara ve terapilere yönelik talep artıyor. Bu da rejeneratif tıp, kişiselleştirilmiş tıp ve yaşlanma karşıtı müdahalelerin geliştirilmesinde çığır açacak fırsatları beraberinde getiriyor. Bu alanda Pfizer (PFE), Moderna (MRNA), Johnson & Johnson (JNJ), BioNTech (BNTX) gibi ilaç üreticileri öne çıkıyor.  

Sağlık ve yaşam tarzı. Sağlıklı, yaşlı yaşam tarzlarını desteklemek için tasarlanmış fitness programları, besin takviyeleri, sağlıklı yaşam inzivaları ve teknolojiler için büyüyen pazarda Nike (NKE), Lululemon Athletica (LULU), Nautilus (NLS) ve Celsius Holdings (CELH) gibi isimler Wall Street tarafından oldukça seviliyor. 

Finansal hizmetler. Daha uzun emeklilik, daha büyük bir fiyat etiketini de beraberinde getiriyor; bu da finansal planlama hizmetleri, emeklilik çözümleri ve uzun süreli bakım sigortası için daha fazla talep anlamına geliyor. Bu alanda ise Walgreens Boots Alliance (WAL), Franklin Resources (BEN) ve Old Republic International (ORI) gibi isimler akla geliyor. 

🤖 Yapay Zekâ Ekonomisi

Einstein Yaşasaydı Nelere Yatırım Yapardı?

Bir insanın zekâsı verdiği cevaplardan değil, soracağı sorulardan anlaşılır.

Geleceğin -ve şimdinin- teknolojisi dediğimizde aklımıza ilk gelen alan olan yapay zekâ, özellikle ChatGPT’nin yükselişiyle üretici yapay zekânın (GenAI) ortaya çıkışından beri dünyayı kasıp kavuruyor. 

Hâlihazırda bankacılıktan medyaya birçok sektörde dönüşümcü gücünü ispatlayan bu teknoloji, JPMorgan’ın da ilgisini çekmiş. Banka, gelecekte teknolojinin benimsenebileceği çeşitli potansiyel alanlar görüyor. 

2022’de DALL-E 2 adlı derin öğrenme modeli, metin komutlarından dijital görüntüler üretme becerisiyle manşetlere çıktı. Daha yakın zamanda ise ChatGPT, gelişmiş konuşma yetenekleri sayesinde herkesi etkisi altına aldı. 

OpenAI’ın yapay zekâ destekli sohbet robotu, aralarında Microsoft’un (MSFT) da bulunduğu yatırımcılar tarafından destekleniyor. Microsoft, teknolojiyi Bing arama motoruna ve Edge tarayıcısına entegre ediyor ve CEO Satya Nadella’nın açıkladığı gibi, sonunda “yığının her katmanına” yerleştirmeyi planlıyor.

JPMorgan’dan Mark Murphy, “ChatGPT’nin tüm gücünü arama ve taramaya dahil etmek, tüketiciler için somut bir değer yaratacak ve sorgulara sadece bir bağlantı listesi döndürmenin ötesine geçen daha zengin yanıtlar verilmesini sağlayacak. Bu aynı zamanda tüketiciler için daha iyi etkileşim ve reklamverenler için daha yüksek değerli hedefli reklamlardan oluşan erdemli bir döngü yaratacak ve sonuçta her iki tarafın da yararına olacak şekilde genel olarak daha az reklamla sonuçlanacaktır.” ifadelerini kullanıyor. 

Öyle ki, International Daha Corporation GenAI yatırımlarının 2023’te 16 milyar dolara ulaştığını tahmin ediyor ve 2027’ye kadar bu alanda altyapı donanımı ve hizmetler de dahil olmak üzere yapılan harcamaların 143 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. 

GenAI’ın her alanda dönüştürücü ve yıkıcı bir teknoloji olduğu aşikar. Bu kapsamda hâlihazırda Microsoft gibi teknoloji üzerine çalışmalar yapan Alphabet (GOOGL), Meta Platforms (META), Amazon (AMZN), Apple (AAPL) ve Salesforce (CRM) gibi isimler öne çıkıyor. 

Burada Salesforce’a ufak bir parantez açalım. Şirket, Salesforce ürün ailesi genelinde öngörüye dayalı yapay zekâ hizmetleri sunmak için 2016 yılında Einstein adlı bir yapay zekâ katmanını tanıtmıştı. 

Mart ayında ise OpenAI’ın ChatGPT’sinin piyasaya sürülmesinden sadece aylar sonra şirket, platform genelinde yazılım hakkında doğal dilde soru sorma yeteneği sunabilmek için Einstein GPT isimli sohbet robotu ürününü tanıttı.

Öte yandan geçtiğimiz yıl GenAI’ın etkisinin ne denli kazançlı olabileceğini gösteren Nvidia (NVDA) gibi çip şirketleri de bu alandan oldukça faydalı çıkıyor. Nvidia’nın yanı sıra yapay zekâlı çip üzerinde araştırmalar yapan Intel (INTC), Broadcom (AVGO), Qualcomm (QCOM) ve AMD (AMD) de yapay zekâyı faaliyetlerine entegre eden çip şirketleri olarak faaliyet gösteriyor. 

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Finimize, JPMorgan, IDC