Gün geçtikçe daha küresel ve birbirine bağlı hale gelen bir dünyada, siber tehditlerin yaklaşan ayak sesleri hem şirketler hem de bireyler için sağlam güvenlik sistemlerine olan ihtiyacı artırdı.
Esasen hayatımızın neredeyse her alanı dijitalleşirken, asıl soru siber tehditlerin var olup olmadığı değil; ne zaman, nasıl ve nerede ortaya çıkacağı oldu.
Modern siber güvenlik, bulmacanın önemli bir parçası olsa da sektör sadece bir güvenlik duvarı kurmak veya antivirüs yazılımına sahip olmaktan ibaret değil. Günümüzün siber güvenlik sektörünü çok daha geniş ve katmanlı bir kalkan gibi düşünebiliriz.
Temel katmanda, Palo Alto Networks (PANW) ve Cloudflare (NET) gibi şirketler tarafından sağlanan ve sunuculardan ağlara kadar bir kuruluşun dijital mimarisinin esnekliğini sağlayan güvenlik duvarları şeklinde bilişim teknoloji güvenliği yer alıyor.
Bu hizmetler, dış tehditlere karşı ilk savunma hattı olarak düşünebilir. Bu katmanların altına baktığımızda ise verileri çalabilen, verilerle oynayabilen veya erişimi kısıtlayan virüsler, truva atları ve fidye yazılımları gibi kötü amaçlı yazılımlara karşı koymak için özel olarak tasarlanmış sistemler var.
🛡️ Siber Alanı Korumak
Dünyamız giderek dijitalleştikçe, siber tehditlere maruz kalma potansiyeli de katlanarak artıyor. Güvenliği sağlanmamış bir şirket sadece parasal kayıplarla karşı karşıya kalmayabilir, aynı zamanda itibarına da darbe alabilir.
Sadık bir müşteri kitlesinin, bir zamanlar sevdikleri bir markaya olan güvenlerini, sırf verileri tehlikeye girdiği için aniden kaybettiklerini düşündüğümüzde bu, çoğu şirket önemli bir konu haline geliyor. Siber güvenlik tehditleri çok yönlü olabiliyor ve potansiyel sonuçları ise felaketlere yol açabiliyor.
Ancak bu tehditle karşı karşıya olan sadece şirketler değil; bireysel kullanıcılar da bilgisayar korsanlarının ya da kötü niyetli grupların hedefi haline gelebilir. Kişisel bilgilerin Norton gibi şirketler tarafından iyi korunması gerekir ve zırhtaki herhangi bir çatlak kimlik hırsızlığı, dolandırıcılık veya diğer kötü niyetli eylemlere yol açabilir.
Siber güvenlik şirketleri bu dijital saldırılara karşı birer savunma olarak ortaya çıktı ve bilgisayar korsanları daha yetenekli hale geldikçe ve yeni ihlal yöntemleri kullandıkça, verilerimizi korumakla görevli olanlar da gelişti.
Bu alan, güvenlik duvarı iyileştirmeleri gibi ileri teknoloji korumaların geliştirilmesinden, yapay zekâ odaklı tehdit tahminlerine kadar her şeyi içeriyor.
Ki yapay zekâyı da hafife almamak gerekir. İngiltere’nin GCHQ isimli casusluk ajansı, kısa bir süre önce yeni yapay zekâ araçlarının hızla gelişmesinin siber saldırılarda artışa yol açabileceği uyarısını yaptı.
GCHQ’nun bir parçası olan Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC) bir raporunda, “Yapay zekânın önümüzdeki iki yıl içinde siber saldırıların hacmini arttıracağı ve etkisini yükselteceği neredeyse kesin.” ifadeleri yer aldı.
📝 İşgücünün Eğitilmesi
Yeni teknolojilerin gelişmesiyle birlikte siber güvenlik sistemleri giderek daha güçlü ve karmaşık hale geldikçe, ağları ihlal etmek veya verilere başarılı bir şekilde erişmek isteyenler, güvenlik duvarlarındaki ve kodlardaki zayıflıklardan yararlanma konusunda giderek daha zor zamanlar geçiriyor.
Ancak tüm ihlal girişimlerine tamamen karşı koymak için antivirüs yazılımı yüklemekten daha fazlası gereklidir. Bilgilerin ya da ağların ihlal edilmesinin en yaygın yollarından biri, aslında çoğu zaman tehditleri değerlendirmek ve bunlarla başa çıkmak için uygun eğitim ya da bilgiye sahip olmayan bireyler tarafından yapılan hatalardan kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle Crowdstrike (CRWD) ve Fortinet (FTNT) gibi şirketler, müşterilerine eğitim programları ve eğitim kaynakları sunarak iş gücünün tehlikelerin ve dolandırıcılığın en yaygın yollarının farkında olmasını sağlıyor.
👀 Her Zaman Tetikte
Dijital sınırların siber suçlular tarafından sürekli olarak test edildiği bir çağda, sağlam siber güvenlik önlemlerinin önemi yadsınamaz.
Yukarıda bahsi geçen şirketlerin yanı sıra F5 (FIVE), Splunk (SPLK) ve SentinelOne (S) gibi şirketler de bir dizi dijital tehdide karşı savunma sağlayarak bu savaşın ön saflarında yer alıyor.
Ancak teknoloji tek başına yeterli değil; insan unsuru – uyanıklığımız, bilgimiz ve tehditleri fark etme ve bunlara tepki verme becerimiz – kolektif dijital güvenliğimizin çok önemli bir bileşeni olmaya devam ediyor.
Şirketler ve bireysel kullanıcılar, siber güvenlik farkındalığı kültürünü teşvik ederek ve kapsamlı koruma stratejilerine yatırım yaparak, bu riskleri azaltmak için adımlar atmalı.
Bu konuda daha detaylı bir okuma yapmak istersen, seni bolg sayfamızdaki şu içeriğe alalım.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
