Son yıllarda Çin, elektrikli araç endüstrisinde dev adımlar atarak dünya lideri olma yolunda ilerledi.
ABD merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) tarafından yapılan bir analize göre, Çin hükümeti elektrikli araç endüstrisini desteklemek için 2009-2023 yılları arasında 230,8 milyar dolar harcadı. Bu teşvik, elektrikli araç satışlarının yaklaşık 19%’unu temsil ediyor. Ancak bu oranın 2017 öncesindeki 40% seviyesinden geçen yıl 11%’lere kadar düştüğü belirtilebilir.
AB ise Çin menşeli elektrikli araçların aşırı sübvansiyonlarla desteklendiğini belirterek bu araçlara 38,1%’e varan vergi uygulaması getirmeyi planlıyor. ABD’nin ardından AB’nin bu hamlesi, küresel otomotiv endüstrisinde yeni bir ticaret savaşının fitilini ateşleyebilir.
Şimdi, birlikte detaylara inelim.
Ne Oldu?
Avrupa Komisyonu, Çin’den gelen elektrikli araçların devlet sübvansiyonları ile haksız rekabet avantajı sağladığını iddia ederek bu araçlara karşı 38,1%’e varan tarifeler uygulamayı önerdi. Öneriler bu tarife, güncelde uygulanan 10%’luk tarifelerin üzerine eklenerek yürürlüğe girecek.
Çin ise bu suçlamaları reddederek elektrikli araç endüstrisinin hükümet desteği olmadan, teknoloji ve diğer faktörler sayesinde büyüdüğünü savunuyor.
Hatırlatmak gerekirse; ABD, Çin menşeli elektrikli araçlara uyguladığı tarifeleri 25%’ten 100%’e yükselterek çok daha sert bir yaklaşım benimsemişti ve bu hamlenin etkisiyle ABD’nin Çin’den gelen elektrikli araç ithalatı neredeyse durma noktasına gelmişti.
Çin, dünya elektrikli araç pazarında önemli bir konuma sahip. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, 2023 yılında Çin’de satılan elektrikli araç sayısı 8 milyonu aştı ve bu rakam dünya toplamının yaklaşık 60%’ını oluşturuyor.
Çin’in bu alandaki hızlı büyümesi, büyük ölçüde devlet sübvansiyonlarına ve geniş kapsamlı sanayi politikalarına dayanıyor. Çin’in “Made in China 2025” stratejisi, elektrikli araç ve batarya teknolojilerine büyük yatırımlar yapmayı öngörüyor ve bu strateji sayesinde Çinli BYD, SAIC, Geely gibi şirketler küresel pazarda güçlü oyuncular haline geldi.
Bu süreçte Almanya gibi bazı AB üye ülkeleri, tarifelere karşı çıkıyor. Almanya Ulaştırma Bakanı Volker Wissing, tarifelerin Almanya’nın önde gelen otomobil üreticilerini olumsuz etkileyebileceğini ve bir ticaret savaşı riskini artırabileceğini belirtti.
Ticari Görüşmeler ve Potansiyel Sonuçlar
Son haberlere göre AB ve Çin, tarifeler konusundaki gerilimi hafifletmek amacıyla ticari görüşmelere yeniden başlamayı kabul etti. Bu görüşmeler, Almanya Ekonomi Bakanı Habeck’in Çin ziyareti sırasında Çin Ticaret Bakanı Wentao ile yapılan bir görüşmenin ardından gerçekleşti. Her iki taraf da görüşmeleri yapıcı ve samimi olarak nitelendirdi.
Ancak AB tarafı, müzakerelerin Çin’in elektrikli araç sübvansiyonlarını ele alması gerektiğini vurguluyor. Eğer görüşmeler başarılı olmazsa, AB’nin tarifeleri Kasım ayında yürürlüğe girebilir ve bu da ticaret gerilimlerini daha da artırabilir.
Diğer yandan, AB’nin bu uygulaması yerli üreticilerin rekabet gücünü artırarak Avrupa pazarında daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayabilir.
Fakat, bu tarifeler Çin’de üretim yapan Avrupa şirketlerini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, BMW’nin Çin’de ürettiği elektrikli araçlar Avrupa’ya ithal edildiğinde bu tarifelere tabi olabilir ve bu durum üretim maliyetlerini artırabilir.
BMW’nin iX3 elektrikli SUV’u Dadong’daki bir fabrikada üretiliyor ve Avrupa’ya ihraç ediliyor. Şirket ayrıca büyük miktarlarda Çin üretimi olan elektrikli Mini ithal etmeyi planlıyor. Her iki model de tarifelere tabi olacak ve üreticiye ek maliyeti karşılamaya ya da fiyatları yükseltmeye zorlayacak.
Çin de AB’nin tarifelerine karşı misilleme önlemleri alabilir. Bu misilleme önlemleri arasında Avrupa’dan ithal edilen domuz eti, süt ürünleri ve büyük motorlu benzinli araçlara yönelik tarifeler yer alabilir. Çin’in bu hamleleri, AB ile olan ticaret ilişkilerini daha da zorlaştırabilir ve küresel ticaret savaşını tırmandırabilir.
Peki, bu durumda hangi şirketler pozitif etkilenebilir? Hangi şirketler baskılanabilir?
Çinli elektrikli araç üreticisi denildiğinde akıllara ilk olarak BYD (BYDDY) geliyor.
Çin’in en büyük elektrikli araç üreticilerinden biri olarak öne çıkan BYD’nin araç başına net kârı, CLSA analizine göre son 12 ayda 739 dolara düştü. Bu düşüş, şirketin yoğun fiyat rekabeti nedeniyle kârlılığını korumakta zorlandığını gösteriyor. Ancak BYD, Çin hükümetinin sağladığı geniş kapsamlı sübvansiyonlardan önemli ölçüde fayda sağlıyor.
Örneğin, BYD’nin Seagull modeline bakalım. Çin’de başlangıç fiyatı 69.800 yuan yani yaklaşık 9.600 dolar olan bu aracın fiyatının Avrupa’ya geldiğinde güvenlik düzenlemeleri nedeniyle en az iki katına çıkması bekleniyor. Ancak bu, elektrikli araç standartlarına göre hala oldukça ucuz bir fiyat.
Avrupalı üreticiler için bu endişe verici bir durum. Çünkü Seagull gibi araçların kendi pazarlarını istila etmesinden korkuyorlar.
Sonuç olarak, BYD gibi Çinli elektrikli araç üreticileri düşük fiyatlar ve yüksek talep sayesinde hızla büyüme gösterdi. MG markasının sahibi SAIC ve Volvo’nun sahibi Geely gibi köklü devler de elektrikli araç pazarında büyük oyuncular haline geldi.
UBS analistleri de Çin’in bu avantajının gerçekten var olduğunu savunuyor. BYD’nin eski küresel otomobil üreticilerinin en iyilerinden yaklaşık 25% daha düşük maliyetle otomobil üretebileceği öne sürülüyor.
Pazar liderliği için BYD ile rekabet eden Tesla (TSLA) da AB’nin olası tarifelerinden durumdan etkilenecek, çünkü Tesla Şanghay’da otomobil üretip Avrupa’ya ihraç ediyor.
Ayrıca, ABD’nin Çin elektrikli araçlarına uyguladığı tarifeleri 100%’e çıkarması da Tesla’nın Çin’deki üretim ve ihracat faaliyetlerini de etkileyebilir.
Citroën, Peugeot, Vauxhall, Fiat ve diğer birçok markayı bünyesinde bulunduran Avrupalı otomotiv devi Stellantis (STLA) ise küresel ticaretin zarar görmesine neden olacak önlemleri desteklemediğini belirtti. Stellantis’in CEO’su Tavares, gümrük vergilerini “bu yola giren ülkeler için büyük bir tuzak” olarak nitelendirdi. Stellantis, küresel pazarlarda rekabet edebilmek için maliyetlerini düşürmeye çalışırken, Avrupa’daki otomobil üreticilerinin rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.
Diğer yandan Nio (NIO), XPeng (XPEV), Li Auto (LI) ve Geely gibi Çinli elektrikli araç üreticileri de AB tarifelerinden dolayı pazar genişletmede zorlanabilir ve maliyet artışları ile karşı karşıya kalabilir.
Şimdi Ne Olacak?
AB ve Çin arasındaki ticaret gerilimlerinin nasıl sonuçlanacağı belirsizliğini koruyor. Ancak her iki tarafın da ekonomik çıkarlarını korumak için müzakerelere devam etmesi gerektiği açık.
Avrupa otomobil üreticileri, Çin’in büyüyen elektrikli araç pazarına adapte olmalı ve rekabet gücünü artırmak için inovasyona ve maliyet verimliliğine odaklanarak pazar payını artırabilir.
Avrupa pazarı, Çinli elektrikli araç üreticileri için cazip bir hedef haline gelse de AB’nin tarifeleri uygulamaya koyması, bu üreticilerin Avrupa pazarına girişini zorlaştıracak.
Avrupa’daki yerli üreticiler, Çin’den gelen ucuz elektrikli araçlarla rekabet etmekte zorlanıyor. BMW, Mercedes-Benz ve Volkswagen gibi büyük üreticiler, Çin’in düşük maliyet avantajları karşısında rekabet edebilmek için stratejik adımlar atmak zorunda kalabilir.
Çin’in elektrikli araç endüstrisindeki ilerlemeleri ve AB’nin korumacı politikaları arasındaki bu denge, gelecekteki ticaret politikalarının şekillenmesinde kritik bir rol oynayabilir.
Yatırımcılar, bu şirketlerin yeni pazar stratejilerini ve maliyet yönetimlerini dikkatle izlemeli. Tarifelerin uzun vadeli etkilerini ve şirketlerin bu duruma karşı alacağı önlemleri değerlendirmek yatırım kararlarını daha sağlıklı bir şekilde yönlendirebilir.
Borsa İstanbul’da Yer Alan Otomotiv Firmaları Gümrük Engelinden Nasıl Etkilenecek?
Avrupa Birliği’nin Çinli firmalara uygulayabileceği ek gümrük vergileri otomotiv piyasasında ucuz elektrikli araç satan Çinli firmaların ürünlerinin fiyatlarını artırmasına yol açabilir.
Bu durum rekabet açısından FROTO, TOASO, OTKAR ve elektrikli otobüs pazarında güçlü konumda bulunan Çinli firmalara karşı KARSN gibi ihracatçı firmaların satışlarında ve marjlarında artışa sebebiyet verebilir.
Özellikle elektrikli araç tarafında FROTO ve KARSN, Çinli firmaların fiyat konusunda rekabet üstünlüğü bulunmasından kaynaklı gelebilecek ek gümrük vergisiyle beraber ekstra pozitif etkilenebilir.
Ayrıca bu firmalara ekipman sağlayan otomobil yan parça üreticilerinin de mali tabloları pozitif şekilde etkilenebilir.
Türkiye de Vergi Getirdi
Türkiye Çinli EV üreticilerine Mart Ayında ek bir gümrük vergisi artışı gerçekleştirerek vergi oranını 40%’a çıkarttı.
Ayrıca Resmi Gazete’de yayımlanan kararla beraber 7 Temmuz 2024 tarihi itibari ile ticari araçlar hariç tüm Çin menşeili araçlara 40% vergi ve 10% gümrük vergisi getirildi.
Özellikle TOGG’un piyasaya girmesi ve Çinli firmaların Türkiye’ye yatırım kararı almaması sonucu oluşan bu ek vergi ile beraber TOGG’a ekipman üreten VESTL ve yurt içinde araba satışı gerçekleştiren DOAS, TOASO gibi şirketler bu karardan pozitif etkilenebilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: BBC, CNBC, Reuters, Yahoo Finance