Geçtiğimiz haftalarda, OPEC+’ın arz kesintileri haberleri ve artan taleple güçlü bir yükseliş eğilimi sergileyen petrol fiyatları gündeme bir kez daha oturdu.
Suudi Arabistan ve Rusya’dan gelen üretim kesintileri haberlerine paralel olarak mart ayından bu yana 30% artan küresel gösterge Brent, geçtiğimiz günlerde varil başına 95 dolarla son 10 ayın en yüksek seviyesine ulaşmıştı.
Cuma günü de Rusya’dan gelen petrol ihracat yasağının küresel tedarik endişelerini artırmasıyla 94 dolara ulaşan Brent, bugün TSİ 13.30’da 0,47% artışla 93,71 dolardan işlem görürken, ABD ham petrolü de 0,38% artışla varil başına 90,34 dolara yükseldi.
Küçük bir not: “Brent petrol nedir?”, “Petrol yatırımı nasıl yapılır?”, “Hangi hisselere bakmam gerekir?” gibi soruların varsa daha detaylı bilgi edinmek için Midas Akademi’deki Brent Petrol Nedir? içeriğimizi inceleyebilirsin.
Bu artışlara paralel olarak Wall Street’in bazı analistleri petrole yönelik fiyat tahminlerini artırırken, diğerleri ise bu yüksek seviyelerin korunamayacağı görüşünde.
🆚 Ayılar ve Boğalar Karşı Karşıya
Suudi Arabistan ve Rusya’nın ek arz kesintilerini yıl sonuna kadar uzatmasının ardından dördüncü çeyrekte geniş bir ham petrol arz açığı yaşanacağı tahminleri üzerine petrol fiyatları, geçtiğimiz üç haftada 10%’dan fazla yükseldi.
Ayrıca Moskova, geçen hafta yerel piyasayı istikrara kavuşturmak amacıyla çoğu ülkeye benzin ve dizel ihracatını geçici olarak yasakladı ve Kuzey Yarımküre kışa girerken özellikle kalorifer yakıtı için düşük ürün arzı endişelerini körükledi.
Vanda Insights kurucusu Vandana Hari, “Rusya’nın akaryakıt ihracat yasağı haberi şimdilik fiyatlanmış gibi görünüyor ancak küresel arz sıkışıklığının etkileri derinlemesine devam ediyor. Dizel kıtlığına yoğun bir şekilde odaklanılması ve beklenmedik sıvı doğalgaz arz kesintilerine ilişkin korkuların özellikle Avrupa piyasalarında devam etmesi muhtemel.” uyarısında bulunuyor.
Petroldeki bu artışlar, enflasyonist baskıları artırmanın yanı sıra geçen hafta açıklanan faiz oranlarının FED yetkililerinin açıklamalarına paralel olarak faizlerin daha uzun süre daha yüksek seyredebileceğini endişelerini de körükledi.
Örneğin ağustos ayında tüketici fiyatları, kısmen enerji fiyatlarındaki artışa bağlı olarak, aylık bazda 0,6% ile yılın en büyük aylık artışını gösterdi.
Petrol fiyatlarındaki bu artış, bazı analistlerin tahminlerini yukarı yönlü olarak revize etmelerine yol açarken, Wall Street’in diğer isimleri ise ayı (düşüş beklentisi) tahminlerini koruyor.
⭐ Enerjide “Süper Döngü” Devri
JPMorgan analisti Christyan Malek, bu daha yüksek faiz ortamının enerji arama ve üretimine ayrılan sermaye yatırımı miktarını azaltma beklentisiyle petrol fiyatları kapsamında boğa (artış beklentisi) konumunda.
Malek, yüksek faiz oranlarının yanı sıra “hidrokarbonlardan uzaklaşmayı hızlandıran kurumsal ve politik baskıların” da petrol fiyatlarındaki artışı destekleyeceğini düşünüyor. Analist, her iki katalizörün de “daha uzun süre daha yüksek bir enerji makro görünümü” ile sonuçlanacağını ve sektörün 2030’un ötesinde uzun vadeli sermaye harcamalarının desteklenmesini zorlaştıracağını söyledi.
Küresel enerji sektörüne yönelik “YÜKSEK PORTFÖY AĞIRLIĞI” notunu koruyan Malek, yakın ve orta vadede kapasite şokları ve bir enerji “süper döngüsü” sonunda, Brent ham petrol fiyatının varil başına 150 dolara kadar yükselebileceğini öngörüyor.
Malek, Brent fiyatlarının 2024’te 90 ile 110 dolar aralığında, 2025’te 100 ile 120 dolar aralığında seyretmesini ve 2026’da 150 dolara kadar yükselmesini bekliyor. Ancak JPMorgan, uzun vadede Brent fiyatında varil başına 80 dolar civarında bir seyir öngörüyor. Öte yandan bankaya göre uzun vadeli fiyatların varil başına yaklaşık 100 dolara yerleşmesi riski de var.
JPMorgan, mevcut eğilimlere göre küresel arz/talep dengesizliğinin 2025 yılında günde 1,1 milyon varil açık vermesini ancak “hem güçlü talep görünümü hem de sınırlı arz kaynakları nedeniyle” 2030 yılında bu sayının günde 7,1 milyon varile çıkmasını bekliyor.
Malek, enerjide yaklaşmakta olan “süper döngünün” Shell (SHEL), Baker Hughes (BKR) ve ExxonMobil (XOM) gibi enerji isimlerinin görünümünü de desteklediğini belirtiyor.
Bu arada JPMorgan’a paralel olarak Goldman Sachs da geçtiğimiz hafta Brent tahminini yükseltmiş ve küresel göstergenin 12 aylık beklentisini varil başına 100 dolara çıkarmıştı.
Analist Daan Struyven, “Bunun temel nedeni, önemli ölçüde azalan OPEC arzı ve artan talebin, önemli ölçüde artan ABD arzını fazlasıyla dengelemesi. Genel olarak, OPEC’in Asya merkezli güçlü küresel talep büyümesinden yararlanarak ve fiyatlandırma gücünü iddialı bir şekilde kullanarak 2024 yılında Brent’i 80-105 dolar aralığında tutabileceğine inanıyoruz.” yorumunu yapmıştı.
📉 “Petrolde 90 Dolar Sürdürülebilir Değil”
JPMorgan ve Goldman analistlerinin güçlü tahminlerinin aksine Citigroup, petroldeki mevcut 90 dolar seviyelerinin sürdürülebilir olmadığı görüşünde.
Citi analisti Ed Morse, Brent’in üretim kesintileri ve jeopolitik gerilimler sebebiyle “kısa bir süre 100 dolar civarında” seyredebileceğini ancak muhtemelen yıl sonuna kadar gerileyeceğini tahmin ediyor:
“Rusya’nın belirli bir düzeyde ihracat kısıtlamasını sürdürmesiyle desteklenen Suudilerin piyasadan petrol çekme iştahı, diğer her şey eşit olduğunda kısa vadede daha yüksek fiyatlara işaret ediyor. Ancak Suudi Arabistan/Rusya hariç talep artışından daha hızlı arz artışı göz önüne alındığında, 90 dolarlık fiyatlar sürdürülemez görünüyor. Yakın vadede daha yüksek fiyatlar, gelecek yıl fiyatlar için daha fazla aşağı yönlü etki yaratabilir.”
Petrolün varil başına 100 doların üzerinde uzun süre kalmayacağını düşünmek için başka nedenler de var.
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre günde yaklaşık 3,3 milyon varil yedek kapasiteye sahip olan Suudi Arabistan, emtia fiyatının küresel ekonomiyi daralttığına dair işaretler görürse piyasaya daha fazla petrol sürmek için güçlü bir teşvike sahip olabilir.
Ancak bu, petrolün varil başına 100 dolarla flört etmeyi bırakacağı anlamına gelmiyor. Enerji yatırım şirketi Veriten’in ortağı Arjun Murti, ABD kaya petrolü üretimindeki yavaşlama işaretleri ve petrol üreticisi ülkelerdeki yedek kapasitenin azalması göz önüne alındığında, petrolün “düzenli olarak varil başına 100 dolara kadar çıkmasını ve aynı zamanda düzenli olarak geri çekilmesini” bekliyor.
🤔 Petrol Fiyatlarındaki Artış Ekonomi için Ne İfade Ediyor?
Petrol fiyatlarının ABD ekonomisi üzerinde doğrudan bir etkisi var ancak sektörlerin çeşitliliği nedeniyle bu etki iki yönlü.
Yüksek petrol fiyatları, petrol şirketlerinin daha yüksek maliyetli kaya petrolü yataklarını işletmesi için ekonomik olarak uygun hale geldiğinden istihdam yaratılmasını ve yatırım yapılmasını sağlayabilir.
Ancak yüksek petrol fiyatları aynı zamanda işletmeleri ve tüketicileri daha yüksek nakliye ve üretim maliyetleri ile etkiler. Düşük petrol fiyatları geleneksel olmayan petrol faaliyetlerine zarar verirken, yakıt maliyetlerinin birincil endişe kaynağı olduğu imalat ve diğer sektörlere fayda sağlar.
Öte yandan artan ham petrol fiyatları tüketicileri benzin pompasındaki yüksek fiyatlar yoluyla doğrudan etkileyebilir ve bu da nakit sıkıntısı çeken haneleri daha da zorlayabilir.
Enerji fiyatları enflasyonun temel itici güçlerinden biri olduğundan, fiyatlardaki artışın devam etmesi enflasyonun daha yüksek gelmesine ve enflasyon oranının yeniden yükselmesine yol açabilir.
Hatırlayalım: Enerji sektörü, geçtiğimiz yıl güçlü bir ralli yaşamış ve temettüler de dahil olmak üzere 2022’de yatırımcılarına toplam 61,3% getiri sağlamıştı.
Yukarıda da söz ettiğimiz gibi petrol fiyatlarının yükseltmesi enerji maliyetlerini artırıyor ve bu da genel ekonomi için pek olumlu bir gelişme değil.
Ancak tıpkı 2022’de olduğu gibi mevcut görünüm, JPMorgan’ın da boğa konumunda olduğu ExxonMobil’in yanı sıra Chevron (CVX), Occidental Petroleum (OXY), ConocoPhillips (COP) ve Pioneer Natural Resources (PXD) gibi şirketlerde yükselişe yol açabilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: CNBC, Reuters, The Wall Street Journal, Yahoo Finance Investing1 & 2