Analist Notları

Analist Notu: Elektrikli Araçların Geleceği

Analist Notu: Elektrikli Araçların Geleceği
Google News Icon Takip Et

1900’lerin başında seri otomobil üretiminin başlamasından 2000’lerde modern elektrikli araçların yükselişine kadar, otomotiv endüstrisi, geçen yüzyılda önemli ölçüde değişti. Şimdi ise yepyeni bir çağın ayak seslerini hep birlikte duyuyoruz: Elektrikli araçlar ve otonom sürüş teknolojisi!

Öyle gözüküyor ki elektrifikasyon önümüzdeki birkaç yıl içinde hız kazanmaya devam edecek. EU5 ülkeleri (Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere), ABD ve Çin genelinde elektrikli araçların (EV’ler) payı Ekim 2022’de 29,4%’e ulaştı ve EU5 pazarı bu yükselişte başı çekiyor.

JP Morgan Avrupa Otomotiv Araştırmaları Başkanı Jose Asumendi, “Avrupa’daki EV pazarının 2025’te yaklaşık 45%’e ulaşmasını bekliyoruz. Hatta daha sonra, Avrupa’da hızlı şarj ağını geliştirmek için güçlü bir EV altyapı yatırımı ile pazar payı 2030 yılına kadar yaklaşık 50%’ye yükselebilir.” dedi.

Peki, dünyanın geri kalanı, özellikle de “macera dolu Amerika” ne durumda? 

Bariz bir şekilde ABD’de de otomobillere yönelik duygu değişiyor. Reuters anketine göre, Amerikalıların üçte birinden fazlası artık bir sonraki modelleri için bir elektrikli araç almayı düşünüyor. 

  • Şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde satılık 80’den fazla EV modeli var. EV’ler, 2022’de tüm ABD satışlarının yaklaşık 6%’sını temsil ediyordu ve EV satışları geçen yıl 60%’tan fazla arttı.
  • Başkan Joe Biden, 2030’da satılan tüm yeni araçların 50%’sinin EV veya plug-in hibrit modeller olmasını istiyor. Tesla (TSLA), ABD’deki lider elektrikli araç üreticisi konumunda, ancak en çok satan diğer modeller arasında Ford Motor’un (F) Mustang Mach-E SUV’u, General Motors’un (GM) Chevrolet Bolt’u ve Hyundai Motor’un Ioniq 5’i bulunuyor.

Normalde Amerikalı tüketiciler daha büyük araçlar kullandığından, elektrikli araçlar söz konusu olduğunda ABD özellikle Avrupa’ya kıyasla görece daha geride kaldı. Çünkü araç ne kadar ağırsa, elektrifikasyonun mantıklı olması için o kadar çok engelin aşılması gerekir. Örneğin, araca güç sağlamak için pilin daha büyük olması gerekir.

Bununla birlikte, araç hafifliği ve pil enerji yoğunluğundaki son gelişmeler, daha ağır araçların elektrifikasyonunu daha uygun hale getiriyor. 

JP Morgan ABD Otomobil ve Otomobil Parçaları Araştırma Başkanı Ryan Brinkman, “GM, Ford ve Tesla gibi üreticilerin elektrikli kamyonetlerini şimdiden görmeye başladık” dedi.

Analistlerin beklentilerine göre elektrikli araçlar yaygınlık kazandıkça daha uygun fiyatlı hale gelebilir ve hatta gelecek on yılın ortasına kadar benzinli veya dizel muadilleriyle aynı maliyete sahip olabilir.  Elbette bu duruma mali sübvansiyonlar da yardımcı oluyor: Örneğin, ABD’de 2022 tarihli Enflasyon Düşürme Yasası, şarj varlıklarının veya altyapısının satın alınması ve kurulumunun yanı sıra elektrikli araç satın alımları için vergi kredileri sunuyor. Brinkman, “Yakında finansal nedenlerle elektrikli araçlara olan talep artacak ve artık tüketiciyi veya üreticiyi teşvik etmeye gerek kalmayacak” dedi.

Otonom sürüş teknolojisi hayatımıza neler getirecek?

Gelecekte otonom sürüş teknolojisinin yaygınlaşmasının, tüketicilerin mobiliteden beklentilerinin yeniden şekillenmesini sağlayacağı düşünülüyor. Kendi kendine giden araba, bir ulaşım aracı olmanın ötesinde, “üçüncü bir yer” olacak yani adeta ev veya ofis dışında, rahatlama ve etkileşim için elverişli bir ortam haline gelecek.

Analist Notu: Elektrikli Araçların Geleceği

Örneğin Birleşik Krallık’ta, otoyol yasasında önerilen güncellemeler kapsamında yakında otonom araçlardaki kişilerin yerleşik ekranlarda televizyon izlemelerine izin verilecek.

Ayrıca otonom sürüş teknolojisinin aynı zamanda araçları daha erişilebilir hale getirmesi bekleniyor. Örneğin, engelli tüketiciler otonom robot taksileri kullanabilecek ve bu onlara daha fazla özgürlük ve bağımsızlık sağlayacak.

Peki Otonom Aracımın Yakıt Sorununu Nasıl Çözeceğim?

Elektrikli araçlara artan ilgi ile birlikte elbette operasyonel kısımlara yönelik teknolojilerde de büyük gelişmeler mevcut. Özellikle entegre otomobil bileşenlerinin, yani pillerin imalatında büyük değişiklikler yaşanıyor. Avrupa pil pazarı, 2035 yılına kadar 100% elektrikli araçlara geçiş planına ulaşmak amacıyla yerel üretime doğru ilerliyor ve talep arttıkça bu durum pil arzını destekliyor.

  • Aküler, bir aracın fiyatının yaklaşık 40%’ını oluşturur; bu nedenle üreticiler,  hem COVID-19 salgını sırasında yaşanan türden bir tedarik krizinden kaçınmak hem maliyetleri düşürmek hem de tedarik zincirlerini daha iyi yönetmek istiyor.

2030 yılına kadar, akülü elektrikli araçların (BEV’ler) payının pazarın yaklaşık %40’ına ve plug-in hibrit araçların (PHEV’ler) payının pazarın yaklaşık %10’una ulaşması ve elektrikli araçların Avrupa’da baskın teknoloji haline gelmesi bekleniyor. 

Bu seviyelerde bile, artan Avrupa pil kapasitesi, herhangi bir büyük tedarik sorunu olmaması gerektiği anlamına gelir. Dolayısıyla Avrupa’da ufukta pil sıkıntısı görünmüyor.

ABD’de ise yerli EV pil üretimine yönelik bir baskı var. Bu, büyük ölçüde, yerli üretimi teşvik eden kritik malzemeler ve pil bileşen montajı ile ilgili kuralları içeren Enflasyon Düşürme Yasası tarafından tetiklendi.

Asumendi, “Bir elektrikli araç pili, nikel, bakır ve lityum dahil olmak üzere çeşitli kritik mineraller içerir ve bunların çoğu ithal edilir. Enflasyon Azaltma Yasası, malzemelerin çıkarıldığı ve işlendiği yerlerle ilgili katı kurallar belirledi. Yasaya göre, pil bileşenlerinin 40%’ı Kuzey Amerika’da üretilmeli veya monte edilmelidir, bu oran 2026’dan sonra 80%’e çıkacaktır.”

Analist Notu: Elektrikli Araçların Geleceği

Elbette bu kurallara uymamanın bazı yaptırımları da belirlendi. Bu gerekliliklere uyulmadığı sürece, EV’ler artık vergi kredileri için uygun olmayacak. Dolayısıyla üreticiler kurallar konusunda oldukça titiz davranmak konusunda da istekli. 

Özetle, hem Avrupa hem de ABD elektrikli araçlar konusunda kapsamlı adımlar atmaya çoktan başladı. Özellikle 2025 yılı ile birlikte söz konusu değişimin daha hissedilir olması bekleniyor. Bu değişim; otomobil şirketleri, petrol talebi ve elbette petrol şirketleri, batarya üreticisi şirketleri ve bataryalar için gerekli hammaddeleri sağlayan şirketler için yaratıcı bir yıkımın “ta kendisi” olabilir.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: JPMorgan