Gel, bir zaman yolculuğuna çıkalım ve bundan tam 12 ay öncesine geri gidelim. Hani, OpenAI’ın ChatGPT’yi piyasaya süreli henüz birkaç ay olduğu zamanlara…
OpenAI, o dönem beş gün içinde bir milyon kullanıcıya ulaşarak teknoloji sektöründe yeni bir dönemi başlatmıştı. Bu yeni yapay zekâ teknolojisi, cihazlarımızın geniş bilgi yığınlarını anlayabileceği ve cihazların daha akıllı, hatta canlı bir insan gibi yanıtlar verebileceği bir geleceği işaret ediyordu.
Yine aynı dönemde, yani Haziran 2023’te Apple CEO’su Tim Cook, Steve Jobs’un ikonik geleneğini sürdürerek yıllık geliştirici konferansında sahneye çıkmış ve bir duyuru yapmıştı. Ancak bu duyuru; beklenenin aksine, yapay zekâ ile ilgili değildi. Cook’un duyurduğu şey, ABD pazarına sınırlı kalmış niş bir ürün olan Vision Pro sanal gerçeklik gözlüğüydü.
Teknoloji tutkunları, yapay zekâ heyecanıyla tutuşurken Apple’ın üst düzey yöneticilerinin sunumlarında “üretken yapay zekâ” terimini hiç kullanmaması dikkat çekiciydi. Günümüze baktığımızda, özellikle yapay zekâ sistemleri için çip üreten Nvidia’nın (NVDA) piyasa değerinde Apple’ı (AAPL) geçmesiyle, Apple’ın bu büyük teknolojik değişimi kaçırmış olabileceği yönünde endişeler var. Çünkü Google (GOOGL), Microsoft (MSFT), Meta (META) ve Amazon (AMZN) gibi rakipler, üretken yapay zekâya milyarlarca dolar yatırım yaparak bu trende dahil olma yolunda ilerliyor.
Örneğin Google, ekimde Pixel 8 isimli akıllı telefonunun lansmanını gerçekleştirirken ocakta da Apple’ın rakibi Samsung, Android tabanlı S24 modelini piyasaya sürdü. Her iki cihaz da Google’ın Gemini yapay zekâ modelleri tarafından destekleniyor ve yapay zekâyı akıllı telefonlara entegre ederek yeni bir döneme imza atıyor.
Üstelik yapay zekâ entegrasyonu sadece cep telefonlarında da değil. Microsoft (MSFT), Qualcomm (QCOM) ve AMD (AMD) gibi rakipler de yapay zekâ entegrasyonlu bilgisayar alanında erken liderlik iddiasında bulunuyor.
Ancak Apple’ın yapay zekâ odaklı iPhone sunmakta çok geç kalması yatırımcılarının moralini bozuyor. Geçen ay piyasaya sürülen M4 çipi ile güçlendirilmiş yeni iPad serisi, Apple’ın bu konudaki hedeflerine dair ipucu vermişti.
Dün Apple’ın gerçekleştirdiği konferansta, yatırımcıların merakla beklediği “Apple Intelligence” lansmanı yapıldı.
Buna göre şirketin yapay zekâ versiyonu olan ve OpenAI ile işbirliği sunan Apple Intelligence; iPad Air, iPad Pro ve Mac’ler gibi M1 çipini çalıştıran cihazlarda, yani son birkaç yıl önce piyasaya sürülen ürünlerde destekleniyor. Ancak, şirketin en büyük gelir sağladığı iPhone ürünlerinde, Apple Intelligence yalnızca geçen yıl lanse edilen iPhone 15 Pro’da sunulacak. Bu hamle, Apple’ın sonbaharda çıkaracağı yeni iPhone 16’nın satışlarının desteklenmesinde etkili olabilir.
Hatırlarsan; Apple, son bilançosunda iPhone gelirlerinin yıllık 10% düşüşle 45,96 milyar dolara gerilediğini açıklamıştı. Bu da yatırımcılara iPhone 15 serisine olan talebin zayıf olduğunu göstermişti.
Apple, yapay zekâ entegrasyonunu sadece iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max modellerine ekleyerek bu ürünlerin satışını artırmayı hedefliyor olabilir.
Peki, Apple Intelligence Kullanıcılarına Ne Sunuyor?
Apple CEO’su Tim Cook’un “Apple’ın bir sonraki büyük adımı” olarak nitelendirdiği Apple Intelligence, OpenAI ile ortaklık kurarak yapay zekâyı Apple ürünlerine entegre ediyor ve kullanıcılara daha akıllı bir Siri sesli asistanı ile cihazlarda daha kişiselleştirilmiş özellikler sağlayacak yazılım güncellemeleri sunuyor. CEO Tim Cook, Apple Intelligence’ı “Apple’ın kendi üretken yapay zekâ modellerine dayanan ve kullanıcıya özel olarak uyarlanmış yeni bir kişisel zekâ sistemi” olarak tanımlıyor.
Bu entegrasyon sayesinde Siri, ChatGPT’ye sorular sorabilecek ve bu özelliğe erişebilmek için ChatGPT’ye ayrıca para ödeyerek abone olmak gerekmeyecek. Siri ayrıca Apple’ın yerel uygulamalarında daha ayrıntılı işlemler gerçekleştirebilecek ve üçüncü taraf geliştiricilerin bu özelliklerden yararlanmasına olanak tanıyacak yeni araçlar sunacak.
Apple ekibi ayrıca, önümüzdeki aylarda çıkacak iOS 18’in en son sürümü olan iPhone işletim sistemi, iPad ve Mac’te kullanılabilecek olan görüntü oluşturma ve özel emojiler gibi diğer üretken yapay zekâ özelliklerini de tanıttı.
Dikkat edersen, yeni teknolojiler konusunda Apple, her zaman öncü rolünden ziyade mükemmelleştirici rolünü tercih ediyor. Bunun en büyük örneği olarak 2001’de piyasaya sürülen iPod’un zaten var olan MP3’lerden daha şık, daha küçük ve daha büyük kapasiteli olarak pazarlanması gösterilebilir. Benzer şekilde, 2007’de piyasaya sürülen iPhone, mevcut telefonlardan çok daha kullanıcı dostu ve fonksiyoneldi.
Ancak analistler, üretken yapay zekânın hızlı ilerlemesiyle birlikte Apple’ın alışılmadık bir şekilde daha erken hareket etmek zorunda kaldığını belirtiyor. Apple, uzun süre yapay zekâ hakkında konuşmaktan kaçınarak, bunun yerine büyük veri setlerinde desenler bulmak için istatistiksel analiz kullanan bir yapay zekâ alt kümesi olarak tanımlanabilen makine öğrenimi ifadesini kullanmıştı.
Son bilanço sonrası açıklamalarda CEO Cook, üretken yapay zekâdaki fırsatlar konusunda çok iyimser olduklarını ve şirketin bu yeni çağda farklılaşabilecek avantajlara sahip olduğunu söylemişti. Yani, piyasadaki geride kalmışlık algısının değiştirmesi gerektiği bu şekilde vurgulanmıştı.
Dün duyurusu yapılan Apple Intelligence’a ilk tepki, Tesla (TSLA) CEO’su ve eski ismi Twitter ile bilinen X’in sahibi Elon Musk’tan geldi. Elon Musk, Apple’ın cihazlarına OpenAI’ın yazılımlarını entegre etmesi durumunda Apple cihazlarını şirketlerinde yasaklayacağını ve bunun “kabul edilemez bir güvenlik ihlali” olacağını belirtti.
Ancak Elon Musk’ın bu tepkisinin kendi yapay zekâ girişimi xAI’ın pazar payının azalacağı kaygısı taşıdığı da ifade edilebilir.
Apple Bu Yarışın Neresinde?
Apple’ın yapay zekâ entegrasyonunu sunacağı iPhone 15 Pro modeli yalnızca 8GB RAM’e sahipken, Qualcomm’un çipleriyle güçlendirilen Samsung’un S24 akıllı telefonu 12GB RAM’e sahip. Yani, bu durum iPhone’un rakiplerine göre daha az tercih edilen bir seçenek olmasında etkili olabilir.
Bu yüzden, gözler yeni çıkacak iPhone 16 serisinde olacak. Apple’ın iPhone 16’yı bu yılın sonuna kadar piyasaya sürmesi beklenmiyor. Ancak, iPhone 16 serisi küresel yapay zekâ yarışında kritik bir savaş alanı olarak yakından takip edilecek.
Counterpoint’e göre, 2027 yılına kadar yapay zekâ entegrasyonlu akıllı telefonların tüm akıllı telefonlar içinde payının 11%’den 43%’e yükselmesi tahmin ediliyor. Bu alanda oldukça güçlü bir isim olan Google, Android işletim sistemi ile rekabet ederek Gemini modellerini geliştiricilerin kullanmasına imkan tanıyor ve yeni özellikler sunuyor.
IDC’nin yaptığı bir araştırmaya göre ise 2024’te üretken yapay zekânın etkisiyle Android akıllı telefon satışlarında yıllık 4,8% büyüme beklenirken, Apple için sadece 0,7% büyüme öngörülüyor. Dolayısıyla, Apple’ın bu gidişatı değiştirmesi ve büyümeyi hızlandırması için insanları heyecanlandıracak bir yapay zekâ stratejisi ortaya koyması gerekiyor.
Dünkü yeniliklere baktığımızda; Apple’ın OpenAI ile işbirliğine gitmesi, şirketin bazı rakipleriyle aynı seviyeye gelmesine olanak tanısa da henüz onları geçmesinde etkili olacak yenilikler olmadığı ifade edilebilir. Çünkü, şu anda Apple’ın attığı adımlar ne öncü ne de mükemmeliyetçi.
Öte yandan iki şirketin kültürel uyum sağlayıp sağlayamayacağı ve bu işbirliğinin ne kadar sürebileceği belirsizliğini koruyor. Bu da Apple hissedarlarının dünkü konferansta yapılan açıklamalardan tatmin olmadığını gösteriyor. Apple hisseleri, konferans sonrasında satışlar yaşayarak yaklaşık 2% değer kaybetti.
Ancak bazı analistler de yapay zekâ devriminin hala emekleme aşamasında olduğunu ve büyük teknoloji şirketlerinin hiçbirinin henüz üretken yapay zekâyı belirgin şekilde bir donanım ürününe entegre edemediğini ifade ederek Apple’dan ümitlerin kesilmemesini destekliyor.
Şimdi ise yatırımcıların kafasında çok fazla soru işareti var: Şirketin OpenAI ile işbirliği daha üst seviyelere taşınacak mı? Müşteriler yapay zekâ entegrasyonuna sahip yeni iPhone modellerine ilgi gösterecek mi? Apple, yapay zekâ yarışında konumunu sağlamlaştıracak ve bir mükemmelleştirici rolü oynayacak mı? Şirketin piyasa değeri Nvidia’yı aşarak yeniden ikincilik koltuğuna yerleşecek mi? Sonuç olarak, Apple’ın başarılı olup olmayacağını bizlere zaman gösterecek.
Apple Hisseleri Cazip mi?
Apple hisseleri güncelde 7,9 Fiyat/Satış ve 30 Fiyat/Kazanç çarpanıyla işlem görüyor. Bu oranların endeks ortalamalarının üstünde olduğu söylenebilir ancak, yüksek oranlar her zaman pahalı olarak algılanmamalı. Çünkü Apple gibi popüler ve büyüme beklentisi yüksek hisselerde beklentilerin önden fiyatlanması, çarpanların endeks üstünde seyretmesinde etkili olabilir.
Diğer yandan, tarihi verilere baktığımızda, Apple hisselerinin son 5 yılda benzer çarpanlarda işlem gördüğü, dolayısıyla bu da yatırımcılara fiyatın ne çok yüksek ne de çok düşük olduğunu, hisselerin ortalama bir seviyede fiyatlandığını gösterebilir.
Muhteşem Yedili gibi diğer büyük teknoloji şirketleriyle kıyaslandığında, Apple hisselerinin değerlemesinin daha mütevazı olduğu da dikkat çekiyor.
Örneğin; Nvidia (NVDA) 71, Amazon (AMZN) 52 ve Microsoft (MSFT) hisseleri 37 F/K oranından işlem görüyor. Yani, büyük teknoloji hisseleriyle kıyaslandığında Apple’ın makul bir oranda işlem gördüğü söylenebilir. Bu, Apple’ın öngörülen büyüme oranının daha düşük olmasından kaynaklanıyor olabilir. Ancak, Apple’ın sağlam finansal yapısı göz önüne alındığında yatırımcılar için bir alternatif olarak da değerlendirilebilir.
Öte yandan Apple’ın ileri F/K oranı 26,8 ile mevcut orandan düşük olurken büyüme beklentilerini F/K oranına dahil ederek elde edilen PEG oranı da 1,8 ile beklentilerin sınırlı olarak hisse fiyatına yansıdığına işaret ediyor.
Analistlerin Apple hisseleri için 12 aylık konsensüs fiyat hedefi 207,72 dolar seviyesinde bulunurken, Apple hisseleri son kapanış fiyatına göre 7,6% potansiyel getiri sunuyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: FT 1, 2, CNBC 1, 2