Geçen yılın sonundan bu yana ABD hisselerinin ne kadar pahalı olduğu herkesin diline pelesenk olmuş durumda. Dürüst olmak gerekirse, 2023 rallisinden sonra bu gerçekten de doğru bir sav.
Ancak bu, yüksek fiyatlar karşısında hisselerden uzak durman anlamına gelmiyor; hatta pahalı hisseler, bir portföy için oldukça iyi bir değer yaratabilir. Yine de buna karar vermek için birkaç konunun üzerinden geçmek gerekiyor.
🪜 Temellere Kısa Bir Bakış
En temel bilgilerimizi tazeleyecek olursak, fiyat/kazanç oranı yaygın kullanılan bir değerleme ölçütü olarak karşımıza çıkıyor. Yani burada değer, hissenin fiyatını analistlerin 12 ay içinde öngördüğü kazanca bölerek elde ediliyor.
Geçmişle karşılaştırdığımızda, en azından konu S&P 500 olunca bu oran biraz yüksek. Geçen yıla beş yıldızla veda eden endeksin fiyatı, analistlerin kâr artışı tahminlerinin yaklaşık 20 katına çıktı.
Bu sebeple ABD hisselerinin fazla pahalı olduğu görüşüne karşı çıkmak çok zor. Ancak işin aslı, her şeyin bu kadar basit olmaması; önümüzdeki 20 yıl, önceki 20 yıldan öyle ya da böyle oldukça farklı olacak. Bu yüzden yatırım yaparken uzun vadeli resmi değerlendirmekte fayda var.
Geleceğin nasıl görüneceğine ilişkin temel beş soruya yanıt vererek mevcut piyasanın nasıl fırsatlar sunduğunu keşfedelim:
- Enflasyon mevcut seviyelerinden kademeli olarak soğumaya devam edecek mi?
- Küresel ekonomiler, normalin altındaki büyüme seviyelerine rağmen resesyondan kaçınabilecek mi?
- Yapay zekâ gelecek yıllarda şirketlerin maliyet kısma ve ekonomik verimliliği artırma çabalarını hızlandıracak mı?
- Küresel ekonomiler, yüksek faiz oranlarıyla başa çıkabilecek mi? Ya da yüksek faiz oranları aslında iyi bir şey olabilir mi?
- ABD’li şirketler gelecek birkaç yıl içinde en azından uzun vadeli ortalamaları olan 7% seviyelerinde kâr büyümesi görecek mi?
🐂 Boğa Senaryosu
Eğer bu beş sorunun üçüne evet yanıtını verdiysen, değerlemenin ABD’li hisselerin gelecek kazançları önünde bir engel olmadığı sonucuna varabilirsin. Hatta, bir adım daha öteye gidebilir ve ABD’li şirketlerin kârlarının fevkalade dirençli olduğunu, belki de değerlemelerin daha da yükselmesi gerektiğini söyleyebilirsin.
Sonuçta eğer Wall Street analistlerinin öngörülerinin güvenilir bir temel olduğunu varsayarsak, S&P 500’deki toplam kârın bu yıl 12% yükselmesi bekleniyor. Bu da uzun vadeli ortalamanın oldukça üzerinde bir oran.
Aşağıdaki grafik, S&P 500’ün F/K oranını bel yıllık ortalama kâr öngörüsüyle birleştiriyor. PEG oranı, yani Price to Earnings Growth (Fiyat/Kazanç Büyümesi) olarak adlandırılan bu oran, bir hisse için yatırdığın paranın elde edeceğin büyümeye değip değmeyeceğini değerlendirmek için oldukça kullanışlı bir yöntem.
PEG oranında eşik değer 1,0 olarak kabul edilir. Eğer PEG oranı 1,0’in altındaysa hisse büyüme potansiyeline kıyasla ucuz bir hisse fiyatına sahiptir. Yani PEG oranı ne kadar düşükse, değer o kadar yüksektir.
Bu kapsamda eğer analistler gerçekten haklıysa, o zaman endeksin geçen 30 yıla göre o kadar da yüksek fiyatlanmamış durumda olduğu görülüyor.
🐻 Ayı Senaryosu
Öte yandan eğer yukarıdaki soruların en az üçüne hayır yanıtı verdiysen o zaman piyasaların boyunu aşan seviyelerde hareket ettiği sonucuna varıyorsun.
Oldukça haklı bir şekilde enflasyonun soğumayacağını, küresel ekonomilerin resesyondan kaçınamayacağını ve kâr büyümesinin geçmişteki zirvelerini yakalayamacağını düşünüyor olabilirsin.
Düşününce yüksek büyüme beklentilerine dayanarak yüksek değerlemeye sahip bir hisseye yatırım yapıp büyümenin hayal kırıklığına uğratması çok üzücü bir durum.
🤔 Borsaya Nasıl Yaklaşmalı?
Özetle, şu an hisselerin ucuz olduğunu savunmak doğru olmaz. Bu noktada sorulması gereken soru, her zamanki gibi; şimdi ne olacak ve nasıl hazırlanmalı?
Eğer geleceğe yönelik kötümser öngörüleri ele alırsak, doğal olarak temkinli ilerlemek; portföyü varlık sınıfları ve farklı bölgelere dağıtmak ve uzun vadeli hedeflere odaklanmak doğru bir hamle olacaktır.
Değerlemeler bir aşağı bir yukarı hareket edebilir ama gelecek on yıllarda önemli olan kâr büyümesidir.
Eğer geleceğe yönelik iyimser öngörüleri ele alırsak, hisselerin ucuz olmadığı ancak çok da pahalı olmadığı sonucuna varıyoruz.
Yani yatırımcılar, ekonomik görünümün oldukça güçlü olduğuna ve ABD’li şirketlerin uzun vadeli ortalamaya yakın kâr büyümeleri göreceği inancına sahip.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Finimize