Blog

Damping Nedir?

Aralık 8, 2022
Damping Nedir?
Damping Nedir

Damping, ihracat yapan bir şirketin mal veya hizmetlerini yurt dışına iç piyasadaki fiyatlardan daha düşük rakamlarla satmasıdır. Düşürme ve indirme gibi anlamları olan bu kavramın mantığı, her iki pazara sunulan fiyatların karşılaştırılmasına dayanır. Yani aslında bu yöntem, ürünleri diğer ülkelere düşük fiyatlarla satmaktan ibaret değil. Fiyatlar yüksek olmasına rağmen yurt içine kıyasla daha düşükse burada da damping yapıldığından bahsedilebilir.  

Şirketlerin bu yöntemi tercih etmesinin temelinde birden fazla neden yatar. Bunlar arasında sektörel rekabette lider konuma yükselme isteği ön plana çıkıyor. Bir mal iç piyasadan daha düşük fiyatlarla satıldığında yüksek taleple karşılaşır. Talebin fazla olması ise şirketlerin gelirlerini artıracağı gibi stoklarını eritmesini de mümkün kılar. Söz konusu sürecin sonunda şirketin rakiplerini sektörden silmesi ve monopol hâline gelmesi de kaçınılmaz. Dolayısıyla bu uygulama, ülkelere göre şartları değişen vergilendirmelerle ve yaptırımlarla sınırlandırılıyor.

Damping Çeşitleri Nelerdir?

Şirketlerin dış ticaretteki fiyat düşürme politikalarının süresine ve niteliğine bağlı olarak damping çeşitleri de değişiklik gösterir. Bu kapsamda belirli bir dönemi kapsayan, sürekliliği olan veya sektördeki dengeleri değiştirmeye yönelik yöntemler bulunur. Ancak söz konusu uygulamaların temelinde global pazarda ön plana çıkmak ve şirketin ihracat gelirlerini artırmak yatar. Ayrıca şirketler, bu uygulamalarla mal veya hizmetlerinin yoğun talep gördüğü ülkelerde daha yüksek satış rakamlarına ulaşma şansı da bulur. Öte yandan, sosyal damping gibi üretim maliyetlerini düşürmek adına ülkelerin ucuz iş gücünden ve ekonomik dezavantajlarından yararlanma gibi yönleriyle diğerlerinden ayrılan çeşitler de mevcut. 

Yıkıcı Damping

Yıkıcı damping yönteminde şirketler, ihracat faaliyetlerini yurt içi fiyatlarının oldukça gerisinde kalan rakamlarla yürütür. Dış satımını gerçekleştirdiği ürünleri tedarik eden tek şirket olmayı hedeflediği için fahiş fiyat indirimleri uygular. İzlediği bu politikayla yer aldığı sektördeki diğer isimleri pazarın dışında bırakmayı amaçlar. Bunun sonucunda hem stoklarını azaltır hem de sektörde lider konuma yükselir. Bu yönteme  genelde rekabetin şirketlerin ihracattaki kârlılığını artırma noktasında yetersiz kaldığı dönemlerde başvurulur. Dolayısıyla süreklilik arz etmeyen bir uygulama olduğu söylenebilir. 

Sürekli Damping

Sürekli damping, dış satımda fiyat indirimlerinin aralıksız olarak devam etmesidir. Bu yöntemde firmalar, ürünlerini daima yurt içi fiyatlarının altında satar. Ayrıca farklı ülkelerdeki talep esnekliğine yani ürüne olan bağımlılık derecesine göre fiyat farklılaştırması yapar. Söz konusu ürünleri fiyatlar artsa dahi talebin azalmadığı ülkelere daha yüksek rakamlarla ihraç eder. Böylece yurt içine kıyasla fiyatları düşürse de dış satım gelirlerini artırır. 

Monopolcü olarak adlandırılabilecek bu şirketler, ölçek ekonomileri bir diğer ifadeyle azalan maliyetlerden yararlanır. Ölçek ekonomileri, üretim artarken maliyetin düşmesini ifade eder. Sürekli fiyat indirimi yapan şirketler, talep esnekliğinin yüksek olduğu ülkelere ihracatı daha düşük rakamlarla gerçekleştirir. Ancak bu sefer de ürünlerini maliyetine yakın fiyatlarla satabildiği için sürümden kazanma fırsatı elde eder. Bu bilgiler ışığında sürekli fiyat indirimlerinin şirketler için birden fazla avantajı olduğu söylenebilir.

Münferit Damping

Münferit damping, ihracattaki fiyatların dönem dönem düşürülmesine verilen isimdir. Bu geçici yönteme genelde stokların aşırı arttığı zamanlarda başvurulur. Kimi zaman şirketler, stoklarının planladıkları kapasitenin üzerine çıkmasından dolayı çeşitli maliyetlere katlanmak zorunda kalır. Bunun sonucunda artan depolama masrafları ve gıda sektöründe ürünlerin bozulması gibi sorunlarla karşılaşılır. Bahsi geçen sorunları yaşayan firmalar, stoklarını bir an önce eritmek için dış satımda fiyat indirimleri yapar. Bu sayede depodaki fazlalık ürünlerin kısa süre içerisinde azalması ve buna bağlı olarak maliyetlerin hafiflemesi de mümkün hâle gelir. 

Ekonomide Anti-Damping Ne Anlama Gelir?

Ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, dış ticaret dengesini korumak için haksız rekabet gösteren şirketlere çeşitli yaptırımlar uygular. Çünkü bu fiyat indirimlerinin ihracatın gerçekleştirildiği ülkede faaliyet gösteren şirketlere de olumsuz etkileri bulunur. Daha düşük fiyatlarla ithal edilen ürünler, yerel firmaların satışlarını kayda değer bir şekilde azaltır. Yurt içi fiyat dengesini bozan bu fiyat indirimlerine karşı atılan adımlar ise anti-damping olarak adlandırılır. Bir diğer ifadeyle anti-damping, ithalat yapan ülkelerdeki şirketlerin haksız rekabete karşı korunmasıdır. 

Devletler, yerel şirketlerini dış ticaretteki fiyat ve rekabet dengelerini bozan uygulamalara karşı korumak için farklı anti-damping yöntemlerinden yararlanır. Bunlardan biri, ithal edilen ürünlerden ek vergi alınmasıdır. Söz konusu vergilerle ürünlerin maliyetinin altında fiyatlarla satılmasına kadar varabilen sorunların önüne geçilir. Böylece hem yurt içi satıcıların kazançlarını korumak hem de yüksek ithalatın getirmiş olduğu riskleri engellemek mümkün hâle gelir. 

Anti-Damping Soruşturması Nedir?

İthalat ve ihracata dair süreçler, 1948 yılında 23 ülkenin imzasıyla yürürlüğe giren Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Anlaşması (GATT) ile düzenlenmiştir. Bu anlaşma dâhilinde dış ticaret yapan ülkelerin bazı hakları ve sorumlulukları bulunur. Dış satım ve alımda haksız rekabet koşullarına uyulması bu yükümlülüklerden biridir. 1 Kasım 1995’te kurulan Dünya Ticaret Örgütü (WTÖ), söz konusu anlaşmanın şartlarını gözetmeye devam eder. 

Dünya Ticaret Örgütü, dış ticarete getirdiği bazı kısıtlamalarla hem ülkelerin hem de şirketlerin ticari menfaatlerini korur. Anti-damping soruşturması da bu düzenlemeler arasındadır. İthalat yapan ülkede faaliyet gösteren yurt içi şirketler, aynı özellikteki ürünlerinin yabancı bir firma tarafından fahiş indirimlerle satıldığını tespit ederse yetkili makamlara başvurur. Ancak soruşturmaları yürütme yetkisine sahip merciler, incelemeyi re’sen yani başvuruya gerek kalmadan da başlatabilir. Bunun sonucunda haksız rekabete yol açan şirketlere çeşitli yaptırımlar uygulanır. 

Anti-Damping Önlemleri İçin Atılacak Adımlar Nelerdir?

Ülkeler, dış ticaretteki menfaatlerini korumak için şartlarını oldukça katı ve belirgin hâle getirir. Böylece yurt içi fiyat dengesini ve üreticilerin kazançlarını da garanti altına alır. Ayrıca Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumların uygulayacağı yaptırımlarla karşı karşıya kalmayı da önler. Zira bu yaptırımların hem ülkenin hem de şirketlerin ticari itibarı için kayda değer olumsuz etkileri bulunur. Türkiye’de de ithalat ve ihracat yapmanın şartları, Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenen el kitabında detaylı olarak aktarılır. Bu belgede ön plana çıkan anti-damping önlemleri arasında; geçici düzenlemeler, vergiler ve fiyat taahhütleri yer alır. 

Geçici Önlemler

Yetkili makamlar, dış satımda haksız rekabetin varlığını tespit etmek için süresi şartlara göre değişiklik gösterebilen soruşturmalar yürütür. İncelemeler sırasında da yurt içinde yerleşik şirketlerin uğrayabileceği zararları önleyebilmek adına bazı geçici adımlar atar. Bu kapsamda alınan geçici önlemlere örnek olarak şunlar gösterilebilir:

  • Geçici vergi
  • Daha sonra uygulanacak anti-damping vergisine eş değerde teminat 
  • Soruşturmanın ardından kararlaştırılan tahmini vergi tutarını belirtmek kaydıyla gümrük vergilerinin askıya alınması

Gümrük vergilerini askıya alma sistemi, dış ticaretteki rekabet eşitsizliklerinden mağdur olan şirketleri kapsar. Böylece yurt içinde yerleşik şirketler, ürünlerini vergi muafiyetiyle ihraç etme şansı elde eder. Sayılan önlemlerin her biri, en erken soruşturmanın başladığı tarihten 60 gün sonra uygulanabilir. Ayrıca bu yaptırımlar en fazla 4 ay boyunca sürdürülebilir. Söz konusu süre yalnızca sektörde faaliyet gösteren ihracatçıların önemli bir bölümünün talebiyle 6 aya kadar uzatılabilir. 

Anti-Damping Vergileri

Devletler, anti-damping vergileriyle dış ticarete çeşitli düzenlemeler getirir. Bu vergilerin oranı ise haksız rekabet soruşturmasında esas alınan damping marjının hesaplanma biçimine göre değişir. Bahsi geçen marj, ihracatçı şirketin yurt içi fiyatlarının hangi oranda üzerinde satış yaptığını gösterir. Bazı ülkeler, hesaplamada soruşturmadan önceki fiyatlar ile ürünün normal değerlerini karşılaştırır. Bunun sonucunda ise sabit oranlı bir vergi uygular.

Öte yandan, mal veya hizmetin mevcut değeri üzerinden de hesaplama yapılır. Ancak bu yöntemde soruşturmanın açıldığı ve sonuçlandığı tarihler arasındaki fiyat değişimleri göz önünde bulundurulmaz. Dolayısıyla işlem bazında uygulanan anti-damping vergilerinde ürünün ihraç değeri, süreç içerisinde soruşturmaya tabi tutulan şirket lehine değişebilir. Bu durum da haksız rekabetin vergilerle giderilememesi gibi sorunlara sebebiyet verebilir. 

Fiyat Taahhütleri

Yetkili makamlar tarafından dış satımda aşırı indirim uygulayanlara çeşitli telafi fırsatları sunulur. İhracatta rekabet eşitliğini bozduğunu kabul eden şirketlerden öncelikle fiyatlarını yurt içindeki normal değerlere yükseltmesi istenir. Ardından soruşturma kapsamındaki ürünü ihraç edenlerin bir fiyat taahhüdünde bulunması gerekir. Söz konusu taahhüdün ise haksız rekabetten kaynaklanan zararları telafi edecek biçimde belirlenmesi istenir. Ayrıca rakamların soruşturmada esas alınan marjın altında olması da şartlar arasındadır. 

Önerilen fiyatların kabul edilmesiyle soruşturma tamamlanabilir. Ancak red durumunda ihracatçı şirketten yeni bir fiyat taahhüdünün belirlenmesi beklenir. Buna ek olarak yetkili merciler de firmaya fiyat önerisinde bulunabilir. Ancak bu teklif, şirketler için bağlayıcı değildir. Şirketin taahhütlerini yerine getirmemesi durumunda ise geçici önlemlere başvurulabilir. Buna ek olarak firma, önlemlerin uygulandığı tarihten 90 gün öncesine kadar geçmişe dönük anti-damping vergisine tabi tutabilir.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Benzer İçerikler