Dijital teknolojilerin iş yapış pratiklerine etkisi ve yeni nesil çalışan profili, gig ekonomisini son yılların en gözde ekonomi modellerinden biri yaptı. Peki, nedir bu gig ekonomisi? Detaylı tanımı, avantaj ve dezavantajları, pazardaki güncel payı ve gelecek projeksiyonuyla dört başı mamur bir gig ekonomisi portresi hazırladık. Yazımızı okuduktan sonra aklında yanıtlanmamış soru kalmayacak!
Hayatımızda dijital teknolojilerin kapsama alanına girmeyen tek bir şey yok. Sosyal ilişkilerden tut, iş yapış modellerine dek her şey dijitalin sonsuz imkanları sayesinde ekranlarda olup bitiyor. Pandemi sonrası girilen yeni normal, alışılagelen özel hayat ve iş pratiklerini yeniden dizayn etti. Tüm eski alışkanlıklara adeta “format atıldı” ve bireyin esenliğini ve esnekliğini ön plana alan yeni nesil pratikler, sosyal hayat ve çalışma hayatı gibi tüm major alanların belirleyicisi oldu. İşte gig ekonomisi de bu dönüşümün meyvelerinden biri. Gig ekonomisini tüm hatlarıyla öğrenmek istiyorum diyorsan doğru yerdesin!
Gig Ekonomisi Ne Anlama Gelir?
Gig, geçici ve esnek çalışma modelinin genel adı olarak kullanılıyor. Gig ekonomisinin tarihi esasında iş hayatı kadar eski olsa da belirli bir başlık altında sınıflandırılması çok yakın zamana –2009 yılına– dayanıyor. 2020’den itibaren ise hem pandemi etkileri hem de internetin etki alanının muazzam genişlemesi, gig ekonomisini global ekonominin belirleyicileri arasına yerleştirdi.
Gig ekonomisi, kişilerin esnek çalışma koşullarını ön planda tutarak, genellikle geçici ve çoğunlukla bir uygulama (app) ile desteklenen iş piyasasının bütününü ifade ediyor. Gig ekonomisi genellikle ulaşım ve teslimat gibi hizmet sektörlerinde kendisine yer buluyor. Uber, Airbnb, Yemek Sepeti, Amazon gibi şirketler büyük oranda gig ekonomi modeline dayanıyor. Yani evimize yemeğimizi getiren kuryeler, ulaşım hizmeti veren şoförler ve teknolojik uygulamalar temelli diğer tüm hizmetlerdeki çalışanlar gig ekonomisinin aktörlerini oluşturuyor.
Gig Ekonomisi ve Freelance Çalışma Modelinin Farkı Nedir?
Gig ekonomisi görece yeni bir kavram olduğu için sık sık freelancer’lık, yani freelance çalışma modeliyle karıştırılıyor. Bu iki çalışma modeli özellikle esnek iş takvimleri ve fiziki bir iş yerlerinin bulunmamasıyla birbirlerine benziyor. Fakat bunlardan ayrı olarak gig ekonomisi ve freelance çalışma modelinin belirgin farkları mevcut:
- Gig ekonomisi net biçimde belirli alanlara dayanıyor. Bunlar yukarıda da bahsettiğimiz gibi ulaşım ve teslimat gibi hizmet sektörlerinden oluşuyor. Freelance çalışanlar ise uzmanlıklarına göre web tasarımcısı, yazılımcı veya yazar gibi belirli bir meslek mensubu olabiliyor.
- Gig ekonomisi çalışanları hizmet sundukları uygulamaların çalışma dinamiklerine bağlı oluyor. Freelancer’lar ise daha çok proje bazlı anlaşmalarla ilerleyip ortak alınmış bir deadline’a göre çalışıyor.
- Freelancer’lar kendi bütçelerini kendileri belirliyor. Gig çalışanları ise hizmet verdiği uygulamanın/iş kolunun belirlediği ücret standartlarına tabi oluyor.
Gig Ekonomisinin Geleceği Nasıl Şekillenecek?
Yapılan araştırmalar, gig ekonomisinin global pazar payının 2027 yılına kadar 873 milyon Amerikan dolarına ulaşabileceğini gösteriyor. Dünya Bankası da gig ekonomisinin son yıllardaki büyümesi üzerine bir rapor yayınladı. Working Without Borders: The Promise and Peril of Online Gig Work adlı rapora göre dünyadaki iş gücü piyasasının yüzde 12’sini gig ekonomisi oluşturuyor. Üstelik bu oranın gitgide artması bekleniyor.
İnsanların iş ve özel hayat dengesine geçmişe kıyasla daha çok önem vermesi, belli bir takvime sıkışıp kalmaktansa esnek olmayı istemeleri nedeniyle gig ekonomisinin çalışan sayısını gösteren grafikler hep yukarı ivmeleniyor. Öyle ki 2016 yılından 2023’ün ilk çeyreğine kadar gig ekonomisi çalışanlarında yüzde 41 oranında artış saptandı. Bu araştırmaya katkıda bulunan bağımsız çalışanların sayısı 2023 yılında 435 milyona kadar çıktı. Esnek çalışmalara olan talep de 2016 ile 2023’ün ilk çeyreğinde yüzde 41 oranında artış gösterdi.
Gig Ekonomisinin Cazibesi: Esneklik!
Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes’un yaptığı bir araştırmada, katılımcıların yüzde 69’u gig çalışma modelini tercih etmelerinin sebebini esneklik olarak açıklıyor. Esnek olabilmek özellikle Z kuşağı için bir kimlik meselesi! Z kuşağı mensupları sunduğu hareketlilik, değişime açıklık ve kendi kariyer yolculuğunu inşa etme özgürlüğü sebebiyle gig çalışma modeline özel ilgi duyuyor.
Esasında Z ya da Y kuşağı fark etmeksizin, artık insanlar kendilerini çalışırken dahi özgür hissetmeyi, sadece kendi belirlediği ölçülerde bağlı olmayı seviyor. Buna ek olarak telefon ve internet uygulamalarıyla desteklenen yeni nesil bir iş modeli içerisinde olmak, geleneksel anlamda patron ve iş arkadaşı profillerine sahip olmamak, zamanın ruhunu yakalamak ve yeni nesil iş hayatında kendine özgü bir yer edinmek de gig çalışanlarına cazip gelen faktörler arasında yer alıyor.
Gig Çalışma Modelinin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
Her iş modelinin iyi yanları olduğu kadar geliştirilmeye açık eksi yanları da bulunuyor. Gig ekonomisi de sunduğu avantajların yanında dezavantajlar içeren bir model. Tabii artı ve eksilerin sadece çalışan tarafından değil, işveren veya genel ekonomik tablo üzerinden de hesaplanması gerekiyor. Bu sebeple gig ekonomisinin karnesini hem çalışanlar hem de iş piyasaları üzerinden iki başlıkla ele almak çok daha uygun!
Çalışanların Gözünden Gig Ekonomisinin Avantajları
- Esnek çalışma saatleri ve özerklik
- Sabit bir çalışma alanına bağlı kalmamak
- İş planını ve iş yoğunluğunu kendi dinamiklerine göre belirlemek
- Kendini geliştirmeye ve yeni alanlara vakit ayırabilmek
- Kariyer yolculuğunda tüm kararlarda özgür olmak
Çalışanların Gözünden Gig Ekonomisinin Dezavantajları
- Süreklilik bulunmaması
- Düzensiz mesailer nedeniyle oluşan maddi belirsizlikler
- Düzenli bir sosyal sigortaya sahip olamamak
- Ofis ortamının sunduğu iş arkadaşlıkları, etkinlikler, eğitimler gibi avantajlardan uzak kalmak
- Tanımı gereği geçici bir iş modeli olması sebebiyle motivasyon düşüklüğü ve buna bağlı olarak verimlilik kaybı yaşamak
İş Piyasaları Açısından Gig Ekonomisinin Avantajları
- Genç işsizliğin giderilmesine katkı sunarak ekonomiyi desteklemek
- Şirketlere daha dinamik olma ve pazar payını genişletme imkanı sunmak
- Yeni kurulan şirketlerin daha az sermayeyle daha çok iş yapabilmesine olanak tanımak
ş Piyasaları Açısından Gig Ekonomisinin Dezavantajları
- Çalışan bağlılığının ve buna bağlı olarak verimliliğin istenen seviyelere çekilememesi
- Yasal düzenlemelerde henüz oturmamış gri alanların taşıdığı potansiyel sorunlar
- Serbest çalışma ekosisteminin henüz tam oturmaması
- Şirketlerin iç dinamiklerinde gig ekonomisine uygun yapılanma ve altyapı için özel yatırım yapma zorunluluğunun bulunması
Gig Ekonomisine Yapılabilecek Yatırımlar Nelerdir?
Gig ekonomisi şu ana dek iş dünyasının yeni yüzü, bir bakıma çağının öncüsüydü. Fakat artık yapay zeka ve metaverse çağında yaşıyoruz. Bu da artık gig çalışma modelinin daha da ilerlemesi gerektiğini gösteriyor. Bununla birlikte gig modelinin temelini oluşturan esnekliğin, çalışanların aleyhine daha fazla güvencesizliğe dönüşmemesi için atılması gerekenler bazı adımlar bulunuyor:
- AI teknolojileriyle gig ekonomisinin entegrasyon halinde olması gerekiyor. Dünya büyük bir hızla yenilenirken gig çalışanlarının işlerinin garanti altında olduğunu söylemek zor olabiliyor.
- E-ticaret, bulut bilişim, sosyal medya platformları ve benzeri internet mecralarında son teknolojiler ve trendlerin en yakından takip edilmesi ve uygulamaya sokulması gerekiyor.
- Çalışanların işini kolaylaştıracak, onlara özel geliştirilmiş uygulamalara yatırım yapılması büyük önem taşıyor.
- Çalışanların sosyal güvencesizlik ve maddi belirsizlikler yaşamasının önüne geçecek hukuki düzenlemeler için adımlar atılması gerekiyor.
Gig ekonomisi gibi geleceğin piyasasına yön verecek yenilikleri öğrenmek ve bu yeniliklerle yatırımlarını değerlendirmek istersen Midas seninle! Hemen App Store ya da Play Store üzerinden Midas uygulamasını indir, Midas yatırım hesabıyla kendini güvence altına alacak birikimler yapmaya başla!
Hisse senetleri riskli yatırım ürünleridir. Şirketlere ortaklık, hem kârlarına hemde zararlarına ortaklık anlamına gelir. Ana paranızdan kâr etme ihtimaliniz olduğu gibi, zarar etme ihtimalinizde bulunmaktadır.